Videolar

2007-2021 - TEKNİK DIŞI GEYİK BİRİMİ - SOHBET MUHABBET

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
jeep96
Teğmen
Mesajlar: 3169
Kayıt: 03 Şub 2010 10:27
Konum: İSTANBUL / HALKALI
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143106Okunmamış mesaj jeep96
20 Nis 2012 22:24

ByBira yazdı:Kerem çoktan İstanbul gecelerine aktı morgulus

suzukimiz var tek kapı demirhan otomuzda var aksiyonda bir şekilde elini taşın altına koyar. helvalar benden, turşuşar benden, gıda kısmınıda hallederiz enerji hat safhada oldumu kupaların hpsi bizim morgulus morgulus morgulus
paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın hiçbir zevki yoktur.
hasan ermagan

Kullanıcı avatarı
jeep96
Teğmen
Mesajlar: 3169
Kayıt: 03 Şub 2010 10:27
Konum: İSTANBUL / HALKALI
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143107Okunmamış mesaj jeep96
20 Nis 2012 22:25

ByBira yazdı:
ByBira yazdı:
cenk yazdı:Şu Demirhan oto sponsor olsa bize yapsak bir araç Aksiyonuda mekanik sponsor yapsak dalsak derelere göllere yarışsak reklamlarını yapsak olmazmı sanki morgulus morgulus morgulus morgulus
Siz Aksiyon'u ayarlayın, Demirhan Oto'yu bana bırakın ;)
Yapalım böyle bir araba, iyi bir pilot ve co-pilot seçin aranızda, İsoff yarışlarına katılalım :!:
co pilot ben olmam morgulus morgulus morgulus
paylaşacak dostlarınız yoksa iyi şeylere sahip olmanın hiçbir zevki yoktur.
hasan ermagan

ByBira
Mareşal
Mesajlar: 14776
Kayıt: 24 Oca 2010 20:44
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143108Okunmamış mesaj ByBira
20 Nis 2012 22:26

Olma zaten morgulus morgulus

ByBira
Mareşal
Mesajlar: 14776
Kayıt: 24 Oca 2010 20:44
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143109Okunmamış mesaj ByBira
20 Nis 2012 22:27

jeep96 yazdı:
ByBira yazdı:Kerem çoktan İstanbul gecelerine aktı morgulus

suzukimiz var tek kapı demirhan otomuzda var aksiyonda bir şekilde elini taşın altına koyar. helvalar benden, turşuşar benden, gıda kısmınıda hallederiz enerji hat safhada oldumu kupaların hpsi bizim morgulus morgulus morgulus
Bundan iyisi Şam'da kayısı morgulus

cenk

Re: Videolar

Mesaj: # 143110Okunmamış mesaj cenk
20 Nis 2012 22:29

ByBira yazdı:
ByBira yazdı:
cenk yazdı:Şu Demirhan oto sponsor olsa bize yapsak bir araç Aksiyonuda mekanik sponsor yapsak dalsak derelere göllere yarışsak reklamlarını yapsak olmazmı sanki morgulus morgulus morgulus morgulus
Siz Aksiyon'u ayarlayın, Demirhan Oto'yu bana bırakın ;)
Yapalım böyle bir araba, iyi bir pilot ve co-pilot seçin aranızda, İsoff yarışlarına katılalım :!:
Valla ben varım taşın altıma elimide sokarım

fatih1966
Orgeneral
Mesajlar: 11515
Kayıt: 24 Oca 2010 21:30
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143112Okunmamış mesaj fatih1966
20 Nis 2012 22:39

Vayy bi şeyler şekilleniyor galiba bu akşam ;)

ByBira
Mareşal
Mesajlar: 14776
Kayıt: 24 Oca 2010 20:44
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143113Okunmamış mesaj ByBira
20 Nis 2012 22:42

Bilemiyorum yani ;) morgulus

fatih1966
Orgeneral
Mesajlar: 11515
Kayıt: 24 Oca 2010 21:30
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143114Okunmamış mesaj fatih1966
20 Nis 2012 22:49

O zaman arabanın üstünde Demirhan oto ve Aksiyon oto reklamları göriciz demekki ;)

cenk

Re: Videolar

Mesaj: # 143117Okunmamış mesaj cenk
20 Nis 2012 23:16

Parayı veren düdüğü çalar hesabı morgulus morgulus morgulus

Kullanıcı avatarı
izogrand
Mareşal
Mesajlar: 13889
Kayıt: 15 Haz 2010 00:44
Konum: istanbul
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143122Okunmamış mesaj izogrand
21 Nis 2012 00:25

cenk yazdı:Parayı veren düdüğü çalar hesabı morgulus morgulus morgulus
İyi kadro tamam o vakit , bende düdük olurum morgulus morgulus morgulus
İzzet Mağden (A rh+) / Yaş : 47.184
Kağıthane-İSTANBUL
Toyota Hilux 1992 2.8 LN106 *** GOLYAT***
Ben dostlarımı hiç satmadım! Çünkü; ya beş para etmez çıktılar, ya da paha biçilemez.
.

Kullanıcı avatarı
Krm
Ast Sub. Çavuş
Mesajlar: 1141
Kayıt: 30 Ağu 2010 14:12
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143128Okunmamış mesaj Krm
21 Nis 2012 02:01

cenk yazdı:Hımmmmm Reis diyorsa olur bu iş Keremmmmmmmm ne diyorsun birader
Ben her türlü gazlarım abi morgulus
Kerem Sarımehmetoğlu /1990
Suzuki Vitara JLX
İstanbul
B Rh (-)

ByBira
Mareşal
Mesajlar: 14776
Kayıt: 24 Oca 2010 20:44
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143137Okunmamış mesaj ByBira
21 Nis 2012 12:02

izogrand yazdı:
cenk yazdı:Parayı veren düdüğü çalar hesabı morgulus morgulus morgulus
İyi kadro tamam o vakit , bende düdük olurum morgulus morgulus morgulus
morgulus morgulus morgulus



fatih1966
Orgeneral
Mesajlar: 11515
Kayıt: 24 Oca 2010 21:30
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143269Okunmamış mesaj fatih1966
22 Nis 2012 01:06

Bu akşam nerden Takıldım Kıbrısa hani bizi beğenmiyorlar yaa kıbrıs halkı onun için



fatih1966
Orgeneral
Mesajlar: 11515
Kayıt: 24 Oca 2010 21:30
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143272Okunmamış mesaj fatih1966
22 Nis 2012 01:13

Kocatepe'nin Türk Uçaklarınca Batırılması
21 Temmuz 1974, Kıbrıs açıkları

İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde 1960'da resmen kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti adadaki iki etnik topluluk arasındaki ilişkileri bir sisteme bağladıysa da Türkler ve Rumlar arasındaki sorunlar bir türlü sona ermiyordu. Her iki topluluk içinde de adanın Türkiye'ye ve Yunanistan'a bağlanması için faaliyetler sürüyor, zaman zaman da saldırılar ve katliamlar meydana geliyordu.

1963, 1964 ve 1967'de kanlı olaylar cereyan etmiş ve Türkiye "soydaşlarını kurtarmak üzere" adaya silahlı müdahalede bulunmaya bile kalkışmıştı. 1964 olaylarından sonra Başbakan İsmet İnönü Kıbrıs'a çıkartmayı ciddi ciddi düşünmüş ama hem 5 Haziran 1964'deki ünlü "Johnson Mektubu" hem de Türk ordusunun bu çapta bir amfibik harekatı yürütecek olanaklara sahip olmaması üzerine çıkartmadan vazgeçilmişti.

ABD Başkanı Johnson Başbakan İsmet İnönü'ye gönderdiği mektupta, eğer çıkartma yapılırsa bir Sovyet tehdidi karşısında Nato'nun Türkiye'nin yanında yer almayacağını söylemiş ve İnönü de "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır" gibi ağır bir laf etmişti, ama olay da o noktada bitmişti. Buna rağmen Türkiye bir gövde gösterisi yapacak ve uçaklarını adanın üzerine gönderecekti.

Bu harekat sırasında 8 Ağustos 1964'de Türk pilotu Cengiz Topel'in uçağı düşecek ve pilot da hayatını kaybedecekti. 1967'deki kriz sırasında ise Yunanistan'daki Albaylar Cuntası Yunan askerlerini ve Grivas'ı adadan çekmeyi kabul ederek geri adım atacaktı.

Ancak Yunan cuntası Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'dan kurtulmakta kararlıydı ve nitekim 1974 yazında harekete geçti. 15 Temmuz 1974'de Nikos Sampson liderliğinde bir darbeyle Makarios devrildi ve Kıbrıs'ta da Atina'daki cunta yönetimin uzantısı bir yönetim oluştu. Makarios son anda kurtularak Malta'ya kaçmıştı.

Makarios'dan Türkiye de rahatsızdı ama Sampson'un yönetiminin kabullenilmesi de mümkün değildi. Özellikle 1963 ve 1964 olaylarında Türklere yapılan saldırılarla tanınan Sampson hem uluslararası anlaşmaları çiğnemiş, hem de adadaki Türklerin can güvenliğini büyük bir tehdit altına sokmuştu.

Türkiye'de iktidarda bulunan CHP-MSP hükümeti adaya çıkartma yapmanın kaçınılmaz olduğuna karar vermişti. 1964'de-ki krizden ders çıkararak gereken önlemlerini alan Türk ordusu da adaya yapılacak bir çıkartma harekatı için gereken olanaklara artık sahipti. Sampson yönetimi uluslararası düzeyde tepkiyle karşılanmış ve arkasında Yunanistan'ın olduğu bilindiği için Albaylar Cuntası da ağır bir baskı altına alınmıştı. Dolayısıyla koşullar Türkiye'nin adaya çıkartma yapması için hayli uygundu.

Öteden beri adada denizle bağlantısı olan bir bölgede Türk egemenliğinin oluşturulması gerektiğine inanan Türkiye'nin eline bu amacına ulaşmak için iyi bir fırsat geçmişti. Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in yürüttüğü temaslar, bir diğer garantör devlet olan İngiltere'ye ortak askeri harekat önerileri olumlu karşılık bulmayınca 20 Temmuz 1974 sabahı Türk birlikleri çıkartma harekatına başladı. Başbakan Ecevit "Barış Harekatı" adı verilen askeri harekatın Kıbrıs'a barış, Yunanistan'a da demokrasi getirmek üzere yapıldığını söylüyordu.

Girne bölgesine çıkartma yapan Türk birlikleri şiddetli bir direnişle karşılaştılar ancak burada bir köprü başı tutmayı da başaracaklardı. Girne'den Lefkoşa'ya doğru ilerlemek ve iki kent arasında bağlantı kurmak zorundaydılar. ABD ve diğer ülkeler Türkiye'nin askeri harekatına karşıydılar.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hemen toplanarak ateşkes çağrısında bulundu ve sorunun barışçı yollardan çözümlenmesini istedi. Ancak Türkiye artık askeri harekatı başlatmıştı. Sampson'un darbesinin gayri meşru niteliği ve Atina'da iktidarda bir askeri cuntanın bulunması doğrusu Ankara'nın işini kolaylaştırıyordu. Girne ve Lefkoşa arasındaki bağlantıyı kurup, askeri açıdan saptanan hedeflere ulaşmadan BM'nin çağrısına uyulması düşünülmüyordu.

20 Temmuz sabahı başlayan savaş 21 Temmuz günü de bütün şiddetiyle sürerken Ankara'da savaşı yönetmekte olan Genelkurmay Karargahına gelen bir istihbarata göre Yunanistan'dan Kıbrıs'a doğru yola çıkan bir filo adaya silah ve asker götürüyordu. Baf limanı açıklarına doğru ilerlediği bildirilen bu Yunan savaş gemilerinin durdurulması gerekiyordu.

Girne limanında bulunan üç Türk muhribi, Kocatepe, Adatepe ve Mareşal Çakmak gemilerine bölgeye doğru hareket etmeleri ve bu Yunan filosunu karşılamaları emri verilirken, Türk savaş uçaklarına da aynı şekilde bölgeye intikal etmeleri ve Yunan gemilerini vurmaları bildirildi.

Ama bu arada Ankara'daki savaş karargahı çok ilginç bir şey daha saptadı. Bu Yunan gemileri Türk bayrağı çekmişti ve telsiz konuşmaları da Türkçe yapılıyordu! Karargah hemen bu durumu değerlendirdi; Yunan gemileri Türkleri şaşırtmak ve kendi gemileri sanmalarını sağlamak için Türk bayrağı çekmek ve Türkçeyi iyi bilen Yunan personelini kullanmak gibi çok kurnazca bir savaş hilesine başvurmuşlardı, ama Türk Genelkurmayı bu numarayı yemezdi!

Türk ve Yunan askerleri NATO'da birlikte çalıştıkları için ortak yürütülen tatbikatlarda Türk birliklerinin kullandığı dili ve kodları iyi incelemişlerdi ve görüldüğü kadarıyla gayet güzel taklit ediyorlardı.

Bu durum hemen Başbakan Ecevit'e de bildirilecekti. Çünkü yine o saatlerde ateşkes görüşmeleri de sürüyordu ve ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'la Ecevit arasında sürekli telefon görüşmesi yapılıyordu. Kissinger, Yunanistan'ın ateşkes istediğini söylüyor ve Türkiye'nin de buna olumlu yanıt vermesi için baskı yapıyordu. Yoksa savaş Kıbrıs'la sınırlı kalmayarak bir Türk-Yunan savaşına dönüşebilirdi.

Adaya çıkartma yapmış Türk birliklerinin ilk hedeflerine ulaşmadan bir ateşkese yanaşmak istemeyen Ecevit de zaman kazanmaya çalışıyordu. Ecevit'e "Türk bayrağı çekmiş ve Türkçe konuşan" Yunan savaş gemilerinin Kıbrıs açıklarında bulunduğu bilgisi verilince Türkiye Başbakanı çok sevindi.

İşte Kissinger'in ateşkes baskısını geriletmek için eline iyi bir silah geçmişti. Kissinger'a Yunanistan'ın ateşkes isterken samimi olmadığını artık kanıtlayabilirdi; hem ateşkesten söz ediyor, hem de asker ve cephane yüklü savaş gemilerini Kıbrıs'a gönderiyordu. Ve üstüne üstlük de bu gemilere Türk bayrağı çekip, Türkçe bilen personel yerleştirerek kötü bir savaş hilesine başvuruyordu. Kissinger'a tüm bunları anlattığında ABD Dışişleri Bakanının söyleyebileceği bir şey kalmayacaktı.

Nitekim Başbakan Ecevit ABD Dışişleri Bakanı ile bu konuyu tam da bu çerçevede görüşecekti. Daha sonra Henry Kissinger anılarını yayımladığında o 21 Temmuz sabahı kendisiyle Ecevit arasında geçen telefon görüşmesini bütünüyle aktaracaktı.

Ecevit telefonda bazı Yunan savaş gemilerine Türkçeyi iyi bilen personelin yerleştirilip, Türk bayrağı çekildiğini ve bu gemilerin batırılacağını söyleyince Kissinger da şaşırmış, Ecevit'in sözünü ettiği bölgede Yunan savaş gemilerinin bulunduğu bilgisine sahip olmadığını söylemiş ama Ecevit'in verdiği bilgilere de kuşkuyla yaklaştığı için çok ilginç bir yanıt vermişti. Kissinger; "Evet, sayın başbakan" demişti, "Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemileri batırdığı için Türkiye'yi kimse suçlayamaz."

Kissinger'ın anılarında aktardığına göre Ecevit'le konuşmaları şöyle olmuştu:

Ecevit: Yunanistan'ın ateşkes istediğinden söz ediyorsunuz ama ortada ciddi bir sorun var. Yunanistan'ın samimiyetinden ve güvenilirliğinden kuşkuluyuz. Yuannides'in şeref sözü bir oyundan ibaret. Yuannides'in sözlerinin gerisindeki oyunu şimdi anladık. Yunan bayrağı taşıyan her gemiye ateş açabileceğimizi söyleyip ardından da gemilerine Türk bayrağı çekiyor!

Kissinger: Eh, kendi gemilerinizi batırırsanız sizi hiç kimse suçlayamaz.

Ecevit: Hayır, Dr. Kissinger, onlar bizim gemilerimiz değil. Onlar Yunan gemileri. Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri.

Kissinger: Evet, sayın başbakan, Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemileri batırdığı için Türkiye'yi kimse suçlayamaz.

Ecevit: Yunanlılar hile yapıyorlar. Biz NATO müttefikiyiz ve Yunan pilotlar kodumuzu biliyorlar. Türkçe konuşuyorlar, pilotlarımızla Türkçe ve bizim kod kelimelerimizi kullanarak temas kuruyorlar. Bu durumda Yunanistan'ın sözlerine nasıl güvenebiliriz?

Kissinger: Tam olarak istediğiniz nedir? Sizin zeki bir insan olduğunuzu Harvard günlerinden biliyorum. Size saygı duyuyorum ama bu çatışma devam etmemeli. Bu iş böyle giderse altı hafta boyunca devam edebilir.

Ecevit: Ateşkes istediklerini söylüyorlar ama ateşkesi adaya askeri yığınak yapmak için istedikleri açıkça ortaya çıktı. Yunanlılar bu yöntemlere son vermeliler.

Kissinger: Hangi yöntemlere son vermeliler?

Ecevit: Ateşkese hazır olduklarını söylüyorlar. Ama bir yandan da bize ateşkesi çiğnemekte kullanacakları hileleri de göstermiş durumdalar.

Kissinger: Bana ateşkesi kabul etmeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?

Ecevit: Ateşkesi kabul edeceğiz.

Kissinger: Bugün mü?

Ecevit: Şu anda sorunu görüşmekle meşgulüz.

Kissinger'la bu görüşmenin ardından "Türk bayrağı çekmiş ve Türkçe konuşulan" Yunan gemilerinin batırılması için bir engel kalmamıştı. Çünkü Türkiye resmen Yunanistan'la savaş halinde değildi ama bu gemiler batırıldığında iş bu noktaya kadar gidebilirdi. Ancak ABD Dışişleri Bakanı'nın da onayladığı gibi Yunanistan yaptığı hilenin sonuçlarına katlanacaktı!

Türk savaş uçakları üç Türk gemisinin üzerinde görüldüğünde gemidekiler bunların Türk uçakları olduğunu anladılar. Çünkü Yunan uçaklarının menzili bulundukları bölgeye kadar gelip böyle uzun uzun dolaşmalarına yetmezdi. Uçakların saldırıya geçmeye hazırlandığım gören gemiler şaşkınlık içindeydi.

Pilotlarla temas kurmaya çalıştılar. Ama tüm çabalar beyhudeydi, Türkçe konuşmaları ve kendilerini Türk gemileri olarak tanıtmalarının bir şeyi değiştirmesi mümkün değildi. Zaten pilotlara bunun bir Yunan savaş hilesi olduğu bildirilmişti. Pilotlar kendileriyle temas kurmaya çalışan Türk gemilerinin subaylarına küfürler yağdırarak saldırıya geçtiler ve bombalarını bırakmaya başladılar.

Saldıranın Türk uçakları olduğunu bilen gemiler ateş de edemiyor, kendilerini savunamıyorlardı. Böylece Akdeniz'in ortasında kolay bir hedef haline gelen üç Türk muhribine Türk uçakları rahat rahat bombalarını attılar. Uçakların ilk saldırısında üç Türk muhribinden Kocatepe ağır yara aldı ve hızla batmaya başladı.

Mareşal Çakmak muhribi Kocatepe'nin yanına doğru hareket ederek gemiyi terk etmekte olan personeli kurtarmak istedi. Ama bu durumu gören uçaklar döndüler ve ikinci bir kez daha saldırıya geçerek bu kez yağdırdıkları bombalarla Mareşal Çakmak muhribinde de ağır hasar meydana getirdiler.

İsabet alan Mareşal Çakmak da kendi derdine düştü, batmaktan kurtulmak için Kocatepe'den uzaklaştı ve hala çalışmaya devam eden tek kazanıyla zigzaglar çizerek Mersin sahillerine doğru çekilmeye başladı. Aynı şekilde Adatepe de yara almış ve o da bölgeyi terk etmeye çalışıyordu.

Görevlerini başarıyla tamamladığına inanan pilotların üslerine dönerken duydukları bir telsiz anonsu gariplerine gidecekti; Baf bölgesinde Türk gemilerinin batırıldığını bildiriyordu telsiz. Ama üslerine dönene kadar ne olduğunu anlamayacaklar ancak yere indikten sonra faciayı öğrenebileceklerdi.

Adatepe ve Mareşal Çakmak muhripleri delik deşik vaziyette de olsa ancak ertesi gün Mersin'e ulaşmayı başarırken kaderine terk edilen Kocatepe muhribi Akdeniz'in sularına gömülecekti. Kocatepe mürettebatından 54 kişi hayatım kaybedecek, kurtulanlar denizde sallar üzerinde yaklaşık bir gün geçirdikten sonra tesadüfen bir İsrail balıkçı gemisi tarafından kurtarılarak İsrail'e götürüleceklerdi. Kurtulanlar arasında Kocatepe muhribinin komutanı Albay Güven Erkaya da vardı ve yıllar sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacaktı.

Sonuçta ABD Dışişleri Bakanı Kissinger'ın dediği oldu; Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemilerin Türk uçakları tarafından batırılmasından dolayı kimse Türkiye'yi suçlamadı! Zaten bir süre "devlet sırrı" olarak kalan bu facia nedeniyle Türkiye içinde de kimse kimseyi suçlamayacak, kimseden hesap sorulmayacaktı!

Türk Hava Kuvvetleri ile Türk Deniz Kuvvetleri arasında meydana gelen çarpışmada 54 denizci hayatını kaybetmiş oldu, hepsi bu!



fatih1966
Orgeneral
Mesajlar: 11515
Kayıt: 24 Oca 2010 21:30
İletişim:

Re: Videolar

Mesaj: # 143275Okunmamış mesaj fatih1966
22 Nis 2012 02:19



Bu akşam eklerden takoldık be ya v v v morgulus







Cevapla

“KAFE SUZUKİ - KURULUŞ 2007” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Ahrefs [Bot], Bing [Bot] ve 6 misafir