Balaban biraz İskender kebabını andırıyor. Alta pide diziliyor, bu pideler kemik ve domates suyu ile ıslatılıyor. Sonra az yoğurt konuyor. Üzerine de et veya köfte. Nasıl yapıldığını sormadım sadece gördüklerimi anlatıyorum. Tabii tadı nefis bu şeyin. Üzerine de künefe, oooohhh mis. Haşhaşlı çöreğe yer kalmadı tabii. O yemeğin üzerine restoranın sıcak havası da eklenince dışarıdaki soğuğa nispet yapar gibi ağırlık çöktü tabii. Yukarı çıkıp bir güzel şekerleme yaptık. Şimdi şeker deyince aklıma tatlı kısmı geldi. Eskişehir’ e has iki tane de tatlı lezzet var. Biri met helva biri de cevizli nuga helvası. Ama ben bunların fotoğrafını çekemeden yedim hepsini. Velhasıl Eskişehir insanın hem gözünü hem de karnını doyuruyor.
Akşam haller gençlik merkezini gezdik. Ben oraya da hayran kaldım. Oturup yemek yiyip şarap içip sohbet etmek için harika bir yer. İlerleyen saatlerde canlı müzik de var. Akşamı da burada geçirdik tabii. Sonra da bi güzel uyuduk.
Cumartesi, Eskişehir’ deki son günümüz. 11:45 treni ile döneceğiz. Fakat aşkam Haller Gençlik Merkezinde hiç fotoğraf çekmediğimiz için önce o işi hallediyorum. Gündüz pek kimse yok ve çoğu mekan kapalı.
Fotoğraf işini hallettikten sonra gara gidiyoruz ama öğreniyoruz ki bizim tren 3 saat gecikmeli gelecek. O da en az 3 saat daha belli değil. Eğer trene ilk duraktan biniyorsanız şanslısınız çünkü vaktinde kalkıyor. Ama sonrası şansınıza kalmış. Biz biletlerimizi iade edip otobüsle gitmeye karar verdik. Saat 12:00 otobüsüne bilet alıp otogara gittik. Son derece teknolojik otobüsümüze binip İstanbul’ a doğru yola çıktık. Bu keyifli gezi de burada sona erdi
![Smile :)](./images/smilies/icon_smile.gif)