Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251132Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:08

İskender Bey Meydan'ında bir çok önemli yapı bulunmaktadır.Opera Binası,Ulusal Müze,Belediye Başkanlığı Binası,Ethem Bey Camisi ve Saat Kulesi bunlardan en önemli olanlarıdır .


Resim


Opera Binası


Resim


Heykelin hemen arkasında yer alan Tiran Belediye Başkanlığı Binası


Resim



Resim


Üstteki fotoğrafın solunda Ulusal Tarih Müzesi sağında ise İnternasyonal Otel binası görülmektedir.Alttaki fotoğrafta ise Ulusal Tarih Müzesi'nin dış cephesindeki mozaik görülmektedir.

Ulusal Tarih Müzesi(=Muzeu Historik Kombëtar),1981 yılında yapılmış olup,girişinde soldan sağa doğru Arnavutluk tarihini İlliryalılardan başlayarak partizanlara dek resmeden dev bir mozaik bulunmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251133Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:10

Resim


Ethem Bey Camisi ve Saat Kulesi ile arkada Tiran Plaza Oteli


Ethem Bey Camisi,1793-94 yıllarında Tiran Valisi olan Hacı Ethem Bey tarafından yaptırılmıştır.Ülkedeki pek çok ibadethaneyi yıktıran Enver Hoca bile güzelliğinden dolayı bu camiyi yıktırmak yerine müzeye çevirmeyi tercih etmiştir.Tek kubbeli ve 18x16 metre ebadında dikdörtgen planlı olan caminin içinde Balkan ülkelerindeki pek çok camide gördüğümüz çok güzel kalem işi nakışlar bulunmaktadır.Günümüzde ibadete açık olan caminin giriş kapısının sağ tarafında Ethem Bey'in,sol tarafında ise eşinin mezarı yer almaktadır.

Ethem Bey Camisi'nin yirmi metre kadar güneydoğusunda ise 1822'de yapılan Saat Kulesi bulunmaktadır.35 metre yüksekliğindeki kule,kare şeklinde tasarlanmış olup cami yapımında kullanılan taşların aynısı ile yaptırılmıştır.Doksan basamakla çıkılan Saat Kulesi'nin tepesi ise şehri gözlemek için en uygun yerdir.



Resim



İskender Bey Meydanı'nın meşhur üçlüsü;İskender Bey Heykeli,Ethem Bey Camisi ve Saat Kulesi.Arka planda ise Belediye binası ile şehrin en büyük binası olan Tiran Plaza Oteli yer almaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251134Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:12

Tiran kentinin bana olumsuz gelen tek yönü sürücülerin trafik kurallarına uymak konusunda hassas davranmamaları idi.İnternette ülke hakkındaki olumsuz izlenimlere uyarak bu ülkeye ayırdığımız sürenin çok kısa olması kesinlikle bir hataydı.:( Böyle bir gezi planlarken bence Arnavutluk'a en az bir buçuk gün ayırmak ve İşkodra,Durres,Tiran, Berat ve Elbasan kentlerini ziyaret etmek gerekir.
Saat 15 sularında yemek ve yakıt için biraz döviz bozdurduk.Arnavutluk para birimi Lek olup 1€ karşılığında 135 Lek aldık.Kabaca 1TL=40 Lek diyebiliriz.Mazotun litresi ise 145 Lek idi. Bundan sonra şehirden ayrılarak Elbasan yönüne doğru yola çıktık.Yolda Arnavutluk Alpleri’ni aşmak görsel zenginlik sunmakla birlikte tek gidiş ve tek geliş olan asfalt yollarda yavaş ilerledik.Yol boyunca bize eşlik eden Şkumbin Irmağı ise hem coğrafi hem de lehçe olarak Arnavutluk’u enlemesine ikiye bölmektedir.Arnavutça’nın iki lehçesinden Tosk güneyde ve Gegh ise kuzeyde konuşulmaktadır.Tiran'dan Elbasan'a gidebilmek için en kısa yol,45 kilometrelik dağ yolunu kullanarak Gracen üzerinden ulaşmaktır.Bunun dışında deniz kıyısındaki eski başkent Durres şehri üzerinden dolaşan yol daha geniş olmakla birlikte toplam 118 kilometre uzunluktadır.Karnımız iyice acıktığından dağ yolunda gözümüzün kestiği ve önünde çok araba olan ilk restoranda Arnavutluk denilince bizim aklımıza gelen elbasan tava,arnavut ciğeri ya da Fliya(=Flija) yiyebilmek umuduyla mola verdik ancak bulduğumuzla yetindik.:( Restorandaki personel Türk olduğumuzu anlayınca çok yakınlık gösterdi ancak sipariş konusunda bir türlü anlaşamadık.Bunun üzerine biftek-patat-salad ve yogurt dedik ve sipariş sorunu çözüldü.Bu basit ancak lezzetli yemeğe dört kişi için 700 Lek ödeyip tekrar yola koyulduk.


Resim



Resim


Elbasan yolu üzerinde yer alan restorandaki menümüz
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251135Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:14

Yolun kırkıncı kilometresinde 1970'li yıllarda Çin'in desteğiyle kurulmuş ve Kombinati Metalurgjik adı verilen dev metalürji tesisleri karşımıza çıktı. Çevreyi çok kirleten bu tesisler günümüzde faal değilmiş.


Resim


Elbasan'daki demir-çelik tesisleri


Buradan sekiz kilometre sonra karşımıza 78.000 nüfuslu Elbasan kenti çıktı.Biz,Elbasan denilince daha çok kuzu etinin üzerine dökülen yağlı-yumurtalı sosla birlikte fırında pişirilen lezzetli et yemeğini hatırlasak da bu şehir, Sultanahmet Camisi'nin mimarı Sedefkar Mehmed Ağa'nın doğduğu yer olması yanı sıra Osmanlı döneminde başka bölge ve toprakların ele geçirilmesinde bir üs olarak kullanılmıştır.Fatih Sultan Mehmet'in 1466’daki Kruja seferi sırasında Arnavutluk topraklarında ilk ayak bastığı şehir olması özelliğinden ötürü burası Elbasan ya da İlbasan ismiyle anılmaya başlanmış olup bir daha değiştirimemiştir.


Elbasan’dan Arnavutluk sınır kapısı Kafetane(=Qafë Thanë) 77 kilometre olup buradan geçerek üç kilometre ötedeki Kafasan (=Ќафасан) sınır kapısından Makedonya'ya girip oradan da Struga üzerinden giden 27 kilometrelik yol sonrası Ohrid'e ulaştık.Ohrid'e farklı bir güzergahtan gitmek isterseniz ve vaktiniz de bolsa Kafetane'den Ohrid Gölü kıyısında toplam 57 kilometre ilerleyip Pogradec üzerinden Makedonya'ya girip Galiçitsa(=Галичица) Doğal Parkı'nı da geçerek Ohrid'e ulaşabilirsiniz.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251136Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:16

Ve artık Ohrid(=Охрид)'deyiz.Göl kıyısındaki Ohrid ve Struga,denizi olmayan Makedonya’nın tatil beldeleridir. Ohrid,45.000 kişilik nüfusu ile Makedonya'nın sekizinci büyük kenti olup Ohrid gölü ve kenti UNESCO’nun koruma listesindedir.Ohrid’in antik adı olan Lychnidos (=Liknidos) ışıklı kent anlamına gelmektedir.Lychnidos, 9.yüzyıl sonlarında slav yerleşimine açılmıştır.Slavca vo hrid (=tepedeki yer) kelimesi zamanla Ohrid’e dönüşmüştür.Ohrid,ünlü Via Egnatia yolu üzerinde yer aldığından zamanla tüccarların ve onlara katılan gezginlerin uğrak yeri olmuşturOhrid’e gelen Sv.Kliment ve Sv. Naum,slavca’yı yaygınlaştıran manastırlar kurmuşlardır.Böylelikle kentteki dinsel gelenek güçlenmiştir. Onlardan yüz yıl sonra da Çar Samuel imparatorluğunun merkezini Ohrid’e taşımıştır.Çar Samuel’in Ohrid’de yılın gün sayısı kadar 365 kilise yaptırdığından söz edilir.Bugün bunların ancak kırk tanesi varlığını sürdürmektedir.Ohrid’in dini açıdan önemi Bizans’la başlamış ve Sırp Çarı Duşan’ın egemen olduğu dönemde de aynen devam etmiştir.1385'te başlayan Osmanlı döneminde bir sancak olarak yapılanan Ohrid'in nüfusu,Osmanlı egemenliğinin 1912’de bitişi sonrası Osmanlı uyrukluların Anadolu’ya göçü nedeniyle hızla düşmüştür.Sonrasında Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan’ın etki alanına giren Ohrid,halen ülkenin en gelişmiş turizm kentidir.Balıkçılık ve tarımsal üretim de önemli ekonomik getiri alanlarıdır.
Ohrid şehrindeki evler,mimarileri ve kullanılan malzeme açısından Anadolu’daki evler ile aynı özelliklere sahiptir.Dar ve arnavut kaldırımlı sokaklar,genellikle iki katlı,zemin katı kagir,üst katı ahşap inşa edilmiş evler ve her evde balkonları süsleyen binbir renkli çiçekler ve yaydıkları güzel kokular,şehre özgünlük katmaktadır.


Resim


Resim


Resim


Ohrid sokaklarından fotoğraflar


Ohrid'de,Ulitsa Metodi Patcev,10 adresindeki Mal Sveti Kliment House isimli otelde çift kişilik oda+kahvaltı için gecelik 58€ ödeyerek konakladım.Otel,şehir merkezinde ve yeni elden geçirilmişti.


Resim



Resim


Otelimizden Ohrid Gölü ve Ohrid Limanı'nın görüntüsü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251137Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:20

Otele yerleştikten sonra akşam yemeği için doğruca Ohrid Çarşısı'na gittik. İnternette Ohrid’e özgü ne yenir diye araştırınca karşınıza bu göle özgü ve avlanması serbest bir balık türü olan belvika balığı çıkar. Sahildeki balık restoranlarının tezgahlarında bolca sergilenen ve bildiğimiz alabalığa benzeyen ancak daha büyük olan bu balığı gözümüz tutmayınca bir önceki gezimizde kapalı olduğu için deneyemediğimiz ve çarşının sonunda Ulitsa Goce Delsev,71 adresinde yer alan Neim Restoran(=Gostilnica Neim=Gastilnitsa Neim)'ı tercih ettik.


Resim


Tavçe gravçe


Resim

Cacık

Neim Restoran'da gerçek fırında çömlek içinde pişirdikleri ve yerel dilde Тavçe gravçe(=Tавче гравче) olarak adlandırılan kuru fasulye için doğrusu beklediğimize değdi.Türkiye’de olduğu gibi kuru fasulye Balkan ülkelerinde de oldukça meşhur bir yemektir.Yediğimiz kuru fasulye genellikle daha diri ve salçası daha az dolayısıyla adı gibi kuruydu. Pişmesine yakın,içine kırmızı toz biberle birlikte eritilmiş tereyağı konuluyormuş.Her ne kadar bizdeki gibi içine şamandra ekmek yapamasak da tat olarak çok iyiydi.Sucuklu kuru fasulye+pilav +cacıktan oluşan menüye dört kişi için 600 MKD ödedim.Balkan ülkelerinde porsiyonlar çok büyük olup bizdeki 1.5 porsiyona eşdeğerdir.Bu nedenle sipariş verirken bu ayrıntıya dikkat etmenizi öneririm
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251138Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:23

Ohrid Çarşısı,Osmanlı döneminden kalma olup genellikle iki katlı dükkanlardan oluşmaktadır.Çarşının sonunda bir de pazar yeri bulunmaktadır.Çarşı çok büyük olmamakla beraber turistlerin ilgisini çekecek şirin dükkanları barındırmaktadır.Ohrid'e özgü en önemli hediyelik eşya ise incidir.Ancak bu inci bizim bildiğimiz istiridye incisi olmayıp sadece bu gölde yaşayan plasika adlı balığın pullarının belli bir kıvama getirilmesi sonrasında elde edilmektedir.Hemen her rengi bulunan ve çok değişik fiyatlar istenen incilerin satıldığı dükkanlarda herkes dilimizi konuşuyor ve ne yazık ki bu alışverişten kötü bir anıyla ayrılmamak için iyi bir pazarlık yapmak gerekiyor.

İnci dışında köylerde yapılan ve Opinok adı verilen deri ayakkabılar, seramik ve tahta oymacılığı ürünleri ile sedef kaplama sanatıyla yapılmış kutu ve tavlalar da ilginçti.


Resim


Resim


Ohrid incisi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251139Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:25

Cumartesi sabahı kahvaltı sonrası aracımızla Ohrid Gölü kıyısını takip ederek yaklaşık 29 kilometre ilerideki Galiçitsa(=Галичица) Doğal Parkı'nın içinde yer alan Sveti Naum'a doğru yola çıktık. Makedonya’nın iki büyük gölünden biri olan Ohrid,Rusya’daki Baykal Gölü ve Peru’daki Titikaka Gölü ile birlikte dünyadaki en eski üç gölden birisi olarak kabul edilir.Deniz seviyesinden 693 metre yükseklikte ve en derin yeri 288 metre olan bu göl,sularının son derece berrak olması ile tanınmaktadır. İki ülke arasında doğal bir sınır oluşturan Ohrid Gölü'nün üçte ikisi Makedonya'ya üçte biri ise Arnavutluk'a aittir.

Yolun 14.kilometresinde karşımıza Suyun Üzerindeki Müze(=Музеј на вода=Muzey na Voda) ya da Kemikler Körfezi(=Залив на Коските =Zaliv na Koskite) olarak adlandırılan ve giriş ücreti 120 MKD olan bir müze çıktı. Müze,ağaç direkler üzerine kurulmuş bir platform üzerinde saz ve tahtalardan yapılmış bir yerleşim yeridir.Bu müzede Ohrid Gölü'nde yapılan arkeolojik araştırmalarda elde edilen buluntular ve üç bin yıl önce o bölgedeki insanların yaşam biçimleri sergilenmektedir. Ohrid Gölü'nün 3-5 metre arasındaki derinliğinde elde edilen buluntular, demir çağı ile bronz çağı evresine ait olup günümüzden 3000 yıl öncesine tarihlenmektedir.


Resim


Resim


Resim


Ohrid Gölü'nde bulunan Suyun Üzerindeki Müze'den fotoğraflar
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251140Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:28

Müze sonrası 15 kilometre daha ilerleyerek,Ohrid ile Prespa gölleri arasında kalan Galiçitsa Dağı'ndan adını alan ulusal parkta göz alabildiğine uzanan yemyeşil bir ormanın çevrelediği ve Makedonya-Arnavutluk sınırına çok yakın bir tepe üzerine kurulmuş Sveti(=Aziz) Naum Manastırı'na ulaştık. Bu manastıra,karayolu dışında Ohrid'den kalkan ve adam başı 600MKD ücret alınan ve yaklaşık bir buçuk saat süren tekne turu ile de gelmek mümkündür.Tekne turunda,manastırda üç saat süre veriliyor sonrasında tekne geri dönüyor.Girişteki otoparka 100MKD ödeyerek aracımızı bıraktık.Hediyelik eşya satan dükkanları geçip manastıra varmadan hemen önce Kara Drin Irmağı'nın Ohrid Gölü'ne karıştığı bölgede kurulu kafe ve restoran dikkatimizi çekti.Kara Drin Irmağı,deniz yüzeyinden 853 metre yükseklikte yer alan ve Yunanistan-Makedonya-Arnavutluk arasında doğal bir sınır olan Prespa Gölü (Преспанското Езеро=Prespanskoto Ezero)'nün fazla sularını,Sveti Naum üzerinden 693 metre rakımlı Ohrid Gölüne taşımaktadır.Unesco tarafından koruma altına alınan bölgede,motorlu deniz araçlarının kullanımı yasaklandığından sadece kürekli kayıklar ile dolaşmak mümkün olmaktadır.Dört kişi için 300MKD ödeyerek yaptığımız ve bir saat kadar süren turda bir yandan ördek, kaplumbağa,balıkçıl gibi canlıları izlerken bir yandan da akıcı bir ingilizce ile bizi bilgilendiren kayıkçıyı dinledik.

Resim


Resim


Resim

Göldeki hayvan faunasından manzaralar


Resim

Arkadaşım Ümit,kayıkçı dahil beş kişiyi kürek çekerek gezdirmenin ne kadar zor bir iş olduğunu bizzat deneyerek öğrendi.:)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251141Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:30

Kayıkçının anlattığına göre yaklaşık sekiz metre derinliğindeki göl katı bir koruma altında olduğundan gölde yüzmek,balık avlamak,bitki ya da hayvanlara dokunmak hatta kırılmak üzere olan bir ağaç dalına dahi müdahale etmek yasakmış. Gölün tabanındaki yaklaşık 35 adet kaynaktan çıkan kalsiyum karbonattan zengin sular ve gölün içindeki bitkiler suyun berrak kalmasını sağlıyormuş.Gölün sıcaklığı ise yaz-kış on derece civarında sabit kalıyormuş.Ortam o kadar dingin ve su o kadar temizdi ki bu yeryüzü cennetinde bulunmaktan müthiş bir keyif aldık.


Resim
Gölün dibindeki su kaynakları


Resim
Resim


Yeryüzü cennetinden kareler


Resim


Gölün bitimine doğru karşımıza önünde iskelesi bulunan Sveta Maria(=Azize Maria) adlı küçük bir kilise çıktı.Kilisenin hemen arkası Arnavutluk toprakları olup bölge halkındaki yerleşik inanca göre çocuğu olmayan kadınlar çocuk sahibi olabilmek için bu kiliseye gelip çeşmesinden su içiyorlarmış.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251142Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:32

Sveti Kiril ve Sveti Metodius Kiril alfabesinin mucitleridir.Onların öğrencileri olan Sveti Naum ve Ohrid'deki ilk üniversiteyi kuran Sveti Kliment,bu manastırda Kiril alfabesini kullanarak eski yunanca metinleri bulgar diline tercüme etmişler ve kiril alfabesini tüm Balkan ülkelerine yaymışlardır.Yapım tarihi MS.905 yılına dayanan Sveti Naum Manastırı (=Манастир Свети Наум=Manastir Sveti Naum) bölgede en çok ziyaret edilen yer özelliğini korumaktadır.Günümüze ulaşan kilise ise bizans mimarisi kullanılarak yapılmış orijinalinin temeli üzerinde 16.yüzyıldan başlayan çeşitli ilaveler ile inşa edilmiştir.Bölge halkında,bu manastırın özellikle zihinsel sorunu olan hastalara şifa dağıttığı yönünde yaygın bir inanç bulunmaktadır.


Resim


Manastırın havadan çekilmiş bu fotoğrafını Maktürk.com sitesinden aldım


Resim


Resim


Sveti Naum Manastırı'nın girişi ve içindeki otel binası
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251144Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:52

Resim


Resim



Resim


Manastırın içinde yer alan kilise


Resim

Kilisenin Aziz Naum ya da Sarı Saltuk'un gömülü olduğu kısmı

Manastırın içinde yer alan ve Aziz Naum'un yapımında bizzat bulunduğu 1100 yıllık kilisenin freskleri çok ünlüdür.Kilisede Hıristiyanlara göre Aziz Naum'a,Bektaşilere göre de Sarı Saltuk'a ait bir mezar bulunmaktadır.
Rivayete göre iyi insanlar kulaklarını mezara dayayınca burada yatan Aziz Naum’un kalp atışlarını duyarlarmış.Manastırın içinde ayrıca bir de otel ve otların arasına bıraktıkları yumurtalarına ziyaretçilerin zarar verebileceği endişesiyle onları agressif bir tavırlarıyla bağırarak uyaran bolca tavus kuşu bulunmaktadır.

Manastırın hemen yanında yer alan Sveta(=Azize) Petka Kilise'sinin arka bahçesinde yer alan çeşmenin suyunun şifalı olduğuna inanılıyormuş.


Resim



Resim



Resim



Resim


Azize Petka Kilisesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251145Okunmamış mesaj erhen
22 Eki 2016 23:54

Sveti Naum Manastırı'na yaptığımız gezi sonrası Ohrid'e geri dönüp buradan da 20 kilometre ilerideki Struga(=Струга)'ya geçtik.17.000 nüfusa sahip bu küçük şehir,Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Üstürka diye geçse de Türklerin oranı günümüzde %6 civarında olup çoğunluk makedon ve Müslüman arnavutlardan oluşmaktadır.Şehirde aracımızı Mareşal Tito Caddesi üzerindeki Migros'un arka sokağına bırakıp köprüyü geçtikten sonra II.Dünya Savaşı esnasında savaşırken hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış Struga Anıtı(=Струга spomenik=Struga spomenik)'nı gördük.Anıtın hemen arkasında yer alan ve bir önceki gelişte de çok beğendiğimiz Fontana Burek adlı börekçide öğlen yemeğimizi aldık.Altı porsiyon börek ve dört ayran için sadece 370 MKD ödedim.


Resim

Anıt


Resim


Fontana Burek'te yediğimiz çıtır ve kıymalı börekler
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251148Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:03

Ohrid Gölü'nden kaynaklanan Kara Drim Nehri(=Црн Дрим=Çorn Drim), tersine akan nehir olarak da biliniyor.Struga'yı boylamasına ikiye bölen nehir,Makedonya'da 50 kilometre kadar ilerledikten sonra Arnavutluk'ta Debre yakınlarında Ak Drim Nehri ile birleşerek Drini Nehri adını alarak Adriyatik Denizi'ne dökülür.


Resim


Kara Drim Nehri'nin Ohrid Gölü'nden ayrıldığı yer ve buradaki set


Kara Drim Nehri,yılan balıklarıyla ilgili önemli bir vazife üstlenmiştir. Struga'nın neolitik çağda yılan balığı anlamındaki Enchalon(=Enkalon) ismi de muhtemelen bu balıktan kaynaklanmaktadır.Ülkemizde Muğla İli'ndeki Bafa Gölü'nde olduğu gibi Ohrid Gölü de yılan balıklarıyla ünlüdür.Dünyadaki tüm yılan balıkları gibi bu gölde yaşayan 7-14 yaş arasındaki balıklar,Şubat ve Mart aylarında önce renklerinin kararıp iyice yağlandıkları bir dönüşüm sonrası gölde çiftleşiyorlarmış. Bundan sonra, Kara Drim ve Drini Nehirleri,Adriyatik Denizi, Akdeniz ve Atlas Okyanusu' nu geçerek Meksika Körfezi'ndeki Sargasso Denizi'ne ulaşıp burada 300-500 metre derinliğe yumurtalarını bıraktıktan sonra da ölüyorlarmış. Yumurtadan çıkan larvalar ise iki-üç yıl süren bir yolculukla tekrar Ohrid Gölü'ne geri dönerek türün devamlılığını sağlıyorlarmış.İşte Kara Drim Nehri'nde başlayan bu müthiş yolculuk bilim adamlarınca "yılan balıklarının balayına çıkması" olarak betimleniyormuş.


Struga'da yaşayanların özellikle yaz aylarında en önemli adresi Kara Drim nehri ve çevresidir. Nehir kıyısı boyunca bir çok kafe ve restoran sıralanmaktadır.Sıcaktan bunalan şehir sakinleri de kendilerini bu güzel nehrin kıyısına atmaktadırlar.


Resim


Nehir boyunca sıralanan kafe ve retoranlar



Resim



Kara Drim Nehri'nde serinleyen Struga sakinleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251149Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:05

Ohrid ile karşılaştırıldığında daha mütevazı görünen Struga, buna karşın kimi özellikleriyle ziyaretçilerini şaşırtmaktadır.Bu küçük şehir,slav milliyetçisi ve Makedonya'nın en ünlü şairleri olan Konstantin ve Dimitar Miladinov kardeşlerin doğum yeridir.İki kardeş,en ünlüsü Taga ja zug (=Güney Özlemi) adlı türkü olan ve 665 türküden oluşan Bulgar Halk Türkülerinin yazarları olup İstanbul'da hapiste iken 1862 yılında tifüs nedeniyle hayata veda etmişlerdir.Miladinov kardeşlerin ölümlerinin yüzüncü yılı anısına,Struga'da 1962 yılında ülke çapında ve 1966'dan itibaren uluslararası boyutta düzenlenen Struga Şiir Akşamları (=Струшки вечери на поезијата=Struşki veçeri na poeziyata) kesintisiz olarak elli dört senedir sürdürülmektedir.Her sene Ağustos ayının son haftasında,Kara Drim ile Ohrid Gölü'nü birbirinden ayıran set üzerinde yer alan Şairler Köprüsü'nde bu festivalin açılışı yapılmaktadır.İşte bu kararlılık, bu küçük yerleşim biriminin günümüzde şiirin dünyadaki başkenti haline gelmesine yol açmıştır.

"Türkçem benim ses bayrağım” diyen ve 2008 yılında kaybettiğimiz ünlü şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca,1974 yılında Struga'da yapılan festivale baş konuk olarak davet edilmiş ve büyük ödül olan Altın Çelenk Ödülü'nü bugüne dek kazanan tek Türk şairi olmuştur.


Resim


Struga'da Şairler Köprüsü


Struga'da görmeyi planladığımız bir başka yer ise 15 kilometre ileride bulunan Vevçani Şelalesi(=Вевчански Извори=Vevçanski İzvori) idi. Ancak Ohrid'de görmemiz gereken pek çok yer olduğundan bu şelaleye gitme imkanımız olmadı.:(
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251150Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:07

Struga'dan sonra Ohrid'e geri dönüp doğruca Çar Samuel Kalesi(=Самуилова тврдина=Samuilova Tridina)'ne çıktık.Kale,ilk olarak romalılar tarafından yapılmış olsa da Çar Samuel kaleyi güçlendirdiği için onun adıyla anılmıştır.Üç kilometre uzunluğundaki kale,16 metre yüksekliğindeki surları ve 18 kulesiyle çağının görkemli yapılarından birisi olmuştur. Çar Samuel’in Bizanslılara 1014’te yenildiği savaş sırasında ağır hasar görse de tümüyle yıkılmamış ve 2003'te geçirdiği renovasyon sonrasında günümüze dek ulaşmıştır.Kaleye giriş ücreti 50 MKD'dir.


Resim


Ohrid Gölü'nden Çar Samuel Kalesi'nin görünümü


Resim


Surlara çıkan merdivenler kaygan ve dik açılı.Dikkat etmek lazım.



Resim


Kalenin iç tarafı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251151Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:09

Resim

Kaleden Ohrid ve limanın görünümü

Kaleye çok yakın konumda ve evlerin arasında bulunan antik helenistik çağ tiyatrosu,yaklaşık dört bin kişi kapasitesindedir.MÖ. II. yüzyıla tarihlenen tiyatro,kentin en eski yapısıdır.İki tepenin arasında kurulmuş olması nedeniyle rüzgarlardan korunduğu için akustik yönden son derece başarılıdır.Tiyatroda,kentin saygın ve zengin kişilerine ait yerler üzerlerine isimleri yazılarak belirlenmiştir. Tiyatro,romalılar döneminde arena olarak kullanıldıktan sonra uzun yıllar kaderine terk edilmiştir.Bu sayede 1980'lerdeki tesadüfen keşfine dek orijinal haliyle gelmeyi başaran tiyatroda, günümüzde Ohrid Festivali esnasında bazı tarihi trajedi ve komedi oyunları sergilenmekte imiş.


Resim



Resim


Ohrid antik tiyatrosu
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251152Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:11

Resim

Resmin en üst kısmında Azize Meri Perivleptos(=Света Богородица Перивлепта=Sveta bogoroditsa perivlepta) Kilisesi görülmektedir. MS.1295'e tarihlenen bu kilisenin freskleri bizanslı ressam Eutichios tarafından yapılmıştır.

Kaleden aşağıya doğru inmeye başladıktan yaklaşık 700 metre sonra Azize Sofya Kilisesi(=Црква Света Софија=Serkva Sveta Sofiya)'ne ulaştık.Bu kilise,MS. IX. yüzyıla tarihlenmektedir.Önce bir ortodoks kilisesi sonra başpiskoposluk merkezi olarak görev yapan kilise,Evliya Çelebi’nin anlatımına göre Ohrid’in fethinden sonra camiye çevrilmiş ve Fethiye Camisi adını almıştır.Kilisede 11-14.yüzyıllar arasında yapılmış freskler, Osmanlı döneminde badana ile örtüldüğünden hiç bozulmadan günümüze ulaşmışlardır.Kilise,bugünkü görünümüne 2009 yılında kavuşmuştur.


Resim


Resim


Azize Sofya Kilisesi'nin ön ve arka görünümü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251153Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:13

Azize Sofya Kilisesi'nden yaklaşık 300 metre kadar ilerledikten sonra Sveti Panteleymon(=Свети Пантелеjмон) Manastırı'na geldik.Çar Samuel Kalesi'nin hemen altındaki bölge Plaoşnik(=Плаошник) bölgesi olarak tanımlanmaktadır.Bu bölgede ilk ve orta çağda yapılmış kiliseler ve evlerin aslına uygun olarak renovasyon çalışmaları devam etmektedir.Bölgenin en bilinen yapısı ise 893 yılında Aziz Kliment'in burada daha önce mevcut olan ve MS.4. yüzyıldan kalma bizans bazilikası üzerine bizzat kendisinin inşa ettiği ve içinde Kiril alfabesinin öğretildiği bir edebiyat okulu açtığı bu manastırdır. Bu manastırın önemli özellikleri;Kiril alfabesine son şeklin burada verilmesi,İncil'in Kiril alfabesine çevrilerek Balkan ülkelerine buradan yayılması,Aziz Kliment’in mezarının bu kilisenin içinde bulunmasıdır.İstanbul Ayasofya Kilisesi camiye dönüşünce bu kilise de katedrale dönüştürülerek piskoposluk merkezi görevini üstlenir. Dolayısıyla Ohrid ve çevresindeki tüm el yazması eserler ve kıymetli objeler buraya taşınmıştır.Bugün bu tarihi eserler Ohrid Milli Müzesi'nde sergilenmektedir.15. yüzyılda Osmanlılar tarafından camiye çevrilen ve adı İmaret Camisi olan bu kilise,halen devam eden bir çok restorasyon sonrası bugünkü halini almıştır.Özellikle 2000 yılında yapılan burada kazılar sonrasında caminin son kalıntıları da yok edilmiştir.


Resim



Resim



Resim


Sveti Panteleymon Manastırı


Resim



Erken dönem Bizans Bazilikası'ndaki çalışmalar halen sürmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251154Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:16

Manastırın bir köşesinde yer alan üstü açık bir türbe dikkatimizi çekti.Yanına vardığımızda burasının Osmanlı döneminde İmaret Camisi’ni yaptırıp hibe eden Sinaneddin Yusuf Çelebi Türbesi olduğunu öğrendik.Türbe kitabesinde 1493 yılında vefat ettiği yazan Sinan Çelebi'nin yanındaki mezarda kimin yattığı ise henüz belirlenememiştir.


Resim


Resim


Resim


Sinan Çelebi Türbesi


Türbe L harfi biçimindedir ve günümüzde açık olarak kilise avlusu içerisinde yer almaktadır. Rivayete göre İmaret Camisi'ni ortadan kaldıran makedonlar bu türbeyi de yok etmek istemişlerse de türbeyi yıkacak grayderi kullananların başına türlü sağlık sorunları gelince yıkımdan vazgeçilmiş.Sinan Çelebi Türbesi, özellikle 6 Mayıs’ta kutlanan "Hıdrellez veya Aziz George Günü” olarak bilinen günde, bölgede yaşayan Müslüman ve Hristiyanlar tarafından yoğun olarak ziyaret edilmektedir.TİKA tarafından 2014 yılında türbenin restorasyonu tamamlanmıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251155Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:17

Plaoşnik bölgesindeki evlerin aralarında dolaşırken gördüğümüz bu Yugo Zastava marka otomobiller de dikkatimizi çekti.Sırp otomobil ve kamyon üreticisi Zastava fabrikası tarafından 1978'de Fiat 127 lisansı ile Yugoslavya'da üretilen araçlara Yugo 45 ismi verilmiştir.1985 yılında ABD'ye ihraç edilmeye başlanan araçlar sadece 3.990$ olan fiyatı nedeniyle bu ülkede 1985-89 arasında 140.000 adet satılmıştır.Hatta bu dönemde Yugo için şöyle bir anekdot varmış;
Soru :Bir Yugo'nun değeri nasıl ikiye katlanır?
Cevap:Deposunu doldurarak.


Resim


Resim


Yugo Zastava marka otomobiller


Ancak çevre kirliliğine yol açması ve güvenlik unsurlarının yetersizliği nedeniyle Amerikalılar tarafından dünyanın en tehlikeli aracı seçilen Yugo'nun ABD'ye ithalatı 1989 yılında durdurulmuştur.Sırbistan'da 2008 yılına dek üretimi devam eden Yugo'lar, otuz yıllık süreçte 795.000 adet üretilmiştir.Günümüzde Sırbistan'da bu araçların üretimi devam ediyormuş ancak Sırbistan dışına ihraç edilemiyormuş.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251158Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:31

Plaoşnik bölgesindeki turumuz sonrasında Çar Samuel Caddesi(=улица Самоилова=Ulitsa Samoilova),60 adresinde bulunan Ulusal El Yapımı Kağıt Atölyesi(=Национална Работилница за рачна=Natsiyonalna rabotilnitsa za raçna)'ne geldik.Bu küçük atölyenin sahibi Nino Panevski, bize ilk kez MS.II.yüzyılda Çin'de ortaya çıkan ve Balkan ülkelerine ise 16.yüzyılda gelebilen teknikle el yapımı kağıt üretimi gerçekleştirdiğini anlattı.Bir kağıdın yapılışı,ağacın yontulması,su içinde bekletilmesi, sudan süzülüp kurutulması ve mengeneden geçirilip inceltilmesi evrelerinden oluşan yaklaşık bir aylık zorlu bir süreç gerektiriyormuş.


Resim


Resim


Resim


Ulusal El Yapımı Kağıt Atölyesi


Atölyenin bir diğer özelliği ise ürettikleri kağıda dünyada bir kaç yerde bulunan Gutenberg'in icadı olan baskı makinası tekniği ile basım yapmaları imiş.Biz de 5€ ödeyerek Atatürk'ün bir fotoğrafının basılı olduğu kağıdı satın aldık.


Resim


Bu küçük atölyeye yaptığımız ziyaret,kağıt yapımını öğrenmemiz yanında klasik mektup yazmayı ne kadar da çabuk unuttuğumuzu hatırlatması bakımından önemliydi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251159Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:34

Atölyeden sonra Ohrid'in liman bölgesine indik.Burada bizi iki heykel karşıladı.

Resim
Aziz Kliment Heykeli

Resim

Aziz Naum Heykeli

Sonrasında coşkulu bir kalabalık ile karşılaştık.Meğer o gün,Ohrid Folklor Festivali'nin başlangıç günüymüş.Aralarında Türkiye'nin de olduğu pek çok ülkeden gelen halk oyunları ekiplerinin korteji şehir merkezinde yürüdükten sonra akşam Çarşı'nın merkezinde kurulan platformda danslarını sergilediler.


Resim


Resim


Resim


Resim

Ohrid Festivali'nden kareler
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251160Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:35

Festival kortejinin geçişini izledikten sonra limandan 10€ karşılığı bir tekne kiralayıp göl üzerinde kısa bir tura çıktık.


Resim


Resim


Tekneden Ohrid Şehri ve Çar Samuel Kalesi'nin görünümü


Resim


Kaptanımızın anlattığına göre deniz kıyısındaki mağaralar eskiden zindan olarak kullanılmış.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Balkan Ülkeleri Gezisi 01-11.Temmuz.2016

Mesaj: # 251161Okunmamış mesaj erhen
23 Eki 2016 00:36

Plaoşnik bölgesinin bitiminde Sveti Parteleymon Manastırı'ndan yaklaşık beş yüz metre kadar ileride muhtemelen 14.yüzyılda göle hakim bir tepede yapıldığı düşünülen Aziz Yovan Kaneo Kilisesi bulunmaktadır.


Resim



Resim



Resim



Tekneden,Aziz Yovan Kaneo(=Свети Јован Канео=Sveti Yovan Kaneo) Kilisesi'nin görünümü,


Vakitsizlikten yürüyerek gidemediğimiz bu küçük ve sevimli kilise yemyeşil ağaçlar ve çiçekler arasında yer almaktadır.Kilisenin sunduğu göl manzarası ise göz alıcıdır.Dikdörtgen bir zemin üzerinde yükselen haç şeklinde planlanmış olan bizans mimarili kilisenin,zikzak formlu çatısının ise ermeni kilise mimarisinden esinlenerek yapılmış olduğu kabul edilmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 55 misafir