Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

YURTDIŞI GEZİLERİMİZ, DENEYİMLERİMİZ,TAVSİYELER

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229095Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 10:55

Geçen hafta sonu gezdiğimiz Midilli Adası’nın uluslararası adı Lesvos (=Λέσβος)’tur.En büyük yerleşim yerinin adı Mitilini olduğundan biz bu adayı Midilli olarak adlandırmışız.Ege Denizi’nde dev bir çınar yaprağı şeklinde bulunan Midilli Adası,yaklaşık 1600 kilometrekarelik yüzölçümüyle Girit ve Eğriboz’dan sonra Yunanistan’ın en büyük üçüncü adasıdır.Toplam nüfusu günümüzde yüz bin civarındadır.
Ada,başta zeytinyağı üretimi olmak üzere,uzo üretimi,balıkçılık ve turizme dayalı bir ekonomiye sahiptir.
1462’de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan adada 451 yıl süren Osmanlı hakimiyeti,Balkan Savaşları sonrasında 1913 yılında Londra Antlaşmasıyla son bulmuş ve ada yunan egemenliğine geçmiştir.Ege Denizi’nde bulunan diğer adalar ile kıyaslandığında yeşilden yana zengin olan adanın verimli ovalarında yetişen meyva ve sebzeler doğrudan Osmanlı sarayına gönderilirmiş.Bu özellikleri nedeniyle Midilli Adası tarihte “Zümrüt ada” ya da “İmparatorluğun bahçesi" olarak da adlandırılmıştır.
1922 yılındaki mübadeleyle adadaki türkler,Anadolu’daki rumlar ile yer değiştirir.Adada yaşayan türklerin büyük bir kısmı Ayvalık, Edremit, Dikili ve Bergama’ya yerleştirilir.İkinci Dünya savaşında ada,alman ordusu tarafında işgal edilince bu kez çok sayıda adalı Türkiye’ye sığınmış ve savaş bitene kadar ülkemizde misafir olmuşlardır.
Midilli Adası’nın Türk tarihi açısından bilinmesi gereken iki önemli şahsiyeti vardır.Kanuni Sultan Süleyman döneminin kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin Paşa(1478-1546) Midilli Adası’ndaki Plomari Kasabası doğumludur.Yine ünlü vatan şairimiz Namık Kemal ise 1879-1884 yılları arasında mutasarrıf olarak görev yaptığı Midilli’de pek çok Türk okulu açmış ve Celaleddin Harzemşah gibi ünlü eserleri ile Vaveyla, Murabba, Vatan mersiyesi gibi şiirlerini bu adada iken yazmıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229097Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 11:06

Ayvalık’tan sabah 09’da hareket eden feribot yaklaşık doksan dakika içerisinde Mitilini’ye ulaşmaktadır.Adaya yarım saatte ulaşan katamaran tipi bir feribot daha varmış ancak biz biletimizi Turyol’un web sayfasından önceden satın almıştık.Yolcu için gidiş-dönüş bilet fiyatı 30€ olup internet üzerinden alınınca 5€ daha indirimli oluyor.Küçük bir not;internet yolu ile bilet alabilmeniz için pasaport numaralarınız mutlaka gerekli oluyor.
Feribot,az sayıda araç da kabul ediyor.Midilli Adası’nda toplu ulaşımın pek gelişmemiş,yollarının ise virajlı ve dar oluşu göz önüne alınınca gezmek için araç kiralamak bir zorunluluk.Ancak kendi aracımız ile yurtdışına çıkarken yaptırmak zorunda olduğumuz “yeşil sigorta”nın en kısa dönem olan 15 günlük bedeli 63€+ binek araç için 70€ ve 4x4 araçlar için de 100€ feribot ücreti ödemek gerekince Suzuki’mizi Ayvalık’ta limanın hemen sağ tarafında günlük 10 TL ücretli otoparka bırakıp,Midilli’de araç kiralayarak gezmeyi tercih ettik.Bunun için rentacarlesvos.com sitesi aracılığıyla günlüğü 40€ karşılığı benzinli ve yedi koltuklu bir Fiat Doblo kiralamayı tercih ettik ve çok da rahat ettik.Araç biraz hantal ama ada yollarında genellikle 40-60 km. hızla seyrettiğimiz için önemli bir sorun yaratmadığı gibi iç mekanın ferah ve kullanışlı olması da avantajdı.İki gün boyunca katettiğimiz 350 km.de yaklaşık 30 litre 100 oktan benzin(~50€) harcadı.
Resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229098Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 11:08

Resim

Yaklaşık bir buçuk saatin sonunda adaya ulaşıyoruz.İlk dikkat çeken şey adanın tepelerinin dahi yemyeşil görüntüsü oluyor.Her yer zeytinlik.

Resim

Midilli Limanı girişi.Tam karşıdaki görkemli bina Agia Therapion Kilisesi

Resim

Özgürlük heykeli adaya gelenleri selamlıyor.

Bizim teknemizin diğerinden önce varması neticesinde Mitilini’de gümrük binasından yarım saatte çıktıktan sonra artık adadayız.Hemen gümrüğün karşısındaki acenteden aracımızı teslim alıp bir sokak arkasındaki Teofilos Paradise Otele doğru hareket ediyoruz. Adını bu adada doğmuş bir yunan ressamından alan ve eski bir konağın restore edilmesi sonucu ortaya çıkan bu dört yıldızlı butik otel 2010 yılında açılmış.Havuz ve spa da bulunan otelin kendi sitesinden girerek yaptığım rezervasyon sonucu üç kişilik odayı+kahvaltı seçeneğiyle 79€’ya kiraladım ve son derece memnun kaldık.

Resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229099Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 11:09

Saat 11.30 gibi otelden Midilli’nin kuzey çıkışına doğru hareket ettik ve ilk durağımız adını yunanlı ve romalıların termal sularının tedavi edici özelliklerinden yararlanmak için kaplıcalar inşa etmelerinden alan Thermi bölgesi oluyor. Suyunun kükürtlü olması nefeniyle geçtiği yerde sarı iz bıraktığından halk arasında Sarı Ilıca olarak da adlandırılmış. 1889 yılında bu bölgede bir türk işadamının inşa ettiği Sarlıca ya da Sarıılıca Palas uzun yıllar bölgenin en ünlü oteli olarak hizmet vermiş ve ingiliz kraliyet ailesi de dahil olmak üzere pek çok önemli isimleri ağırlamıştır.Ne var ki 1930’lardan itibaren başlayan düşüşü 1970’de kapanmasıyla son bulmuştur.Yakın tarihte Avrupa Birliği fonlarından sağlanan para ile restorasyon çalışmalarına başlanmış ancak bu esnada ortaya çıkarılan arkeolojik buluntular nedeniyle günümüzde otel kaderine terk edilmiş bir vaziyettedir.

Resim

Sarlıca Palas

Bundan sonraki durağımız Mitilini’den 36 km. uzaklıktaki Mandamados ve Agios Taksiyarhis Mihail Manastır’ı oldu.Adının içinde manda kelimesi olsa da etrafta bu hayvana hiç rastlamadık.Çömlekçilik ve süt ürünleri ile meşhur olan Mandamados’un içinden geçip sağa dönünce ortodoks alemince melek taburlarının komutanı olarak kabul edilen Agios Taksiyarhis Mihail’e adanmış manastırın önüne geldik.

Resim

Manastırın önünde bulunan kocaman bir jet uçağı ilk bakışta şaşırtıcı geldi. Bunun nedenini sorduğumda Başmeleğin Yunan Hava Kuvvetlerinin de koruyucusu olduğuna inandıkları için artık görev süresi dolan bu jetin buraya yerleştirildiği cevabını aldım.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
DERKMEN
Albay
Mesajlar: 5888
Kayıt: 06 Ara 2011 11:26
Konum: GÖKTÜRK / İSTANBUL
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229100Okunmamış mesaj DERKMEN
10 Nis 2015 11:13

Selamlar Erhan Abi,
Yne bir solukta okunacak bir hikaye ile anlatımın için teşekkür ederim.
Midilli vize istiyor mu diye de soru mu yöneltmiş olalım :roll:
Facebook / Suzuki4x4Turkiye.com

Deniz ERKMEN Yaş / 32
Göktürk / İSTANBUL
Mitsubishi L200 2009 Instyle AT
KARAKTERİM VE TAVRIMI BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYINIZ
KARAKTERİM KİM OLDUĞUMLA İLGİLİDİR; TAVRIM "SİZİN" KİM OLDUĞUNUZLA

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229108Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:17

Resim

Manastır girişindeki Agios(=Aziz) Taksiyarhis Mihail’in resmi

Resim

Manastırın avlusu ve çan kulesi

1462’de Osmanlıların adayı alması sonrası terk edilen ve günümüzdeki son halini 1897 yılında alan manastır,adanın önemli ziyaret yerlerinden birisidir.Burada,sağlığına kavuşma,eş bulma ve çocuk sahibi olma konularında dilek dilemek ve adak adamak yaygın olup dileği kabul olan tekrar buraya gelip dış kapıdan kiliseye kadar dizleri üzerinde ilerleyip sonra da adağını gerçekleştirmeliymiş.Eski zamanlarda bu şekilde altınlarını,hatta evini bağışlayanlar olduğundan kilise son derece zenginmiş.Ancak bu durum kilisenin başına hep dert açmış ve bu zenginlikten haberdar olan arap korsanlar tarafından sık sık yağmalanmış.

Resim

İşte böyle bir dönemde ayin sırasında içeriye sızmaya çalışan korsanları fark eden rahiplerden biri çan kulesine saklanır.Korsanlar gittikten sonra aşağıya indiğinde bütün rahiplerin öldürülmüş ve kanlarının toprakla bütünleşmiş olduğunu görür ve bayılır.Rüyasında bir melek ona bu kanlı topraktan bir ikona yapmasını ve bunu kiliseye koymasını söyler.Rahip ayıldığında bu kanlı toprağı kullanarak Aziz Mihail’in ikonasını yapar. Bu ikona halen sergilenmekte olup yapılan testlerde toprağın içerisinde kan olduğu doğrulanmıştır.

Resim

Agios Mihail’in ikonası.

Bu ikonayı algılama şeklinizin aslında sizin iç dünyanızı yansıttığı söylenmektedir.Yani bu ikona size güzel görünüyorsa siz de iyi bir insansınız demek oluyormuş.Yorum sizin…
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229110Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:19

Midilli ile ilgili okuduğum yazılarda kilise kafeteryasının lokmaları ve ceviz+ballı yoğurdunun çok ünlü olduğunu okumuştum.

Resim

Ballı-cevizli yoğurt gerçekten denemeye değerdi.

Resim

Resim

İster sade ister çukulatalı olsun lokma bildiğimiz lokma.

Resim

Bu adada tıpkı Gökçeada’da olduğu şekilde koyun ve keçilerin serbestçe yayıldıklarını gördüm.Bu da et ve süt kalitesi açısından son derece olumlu bir yöntem.

Mandamados kasabası süt ve süt ürünleri, özellikle de peyniri ile adından söz ettiriyor.Kiliseden çıkıp kasabaya doğru döndükten sonra hemen yolun sağında yer alan Turokomeio adlı peynir fabrikasının hemen yanına yapılmış prefabrik satış dükkanına girip adaya özgü koyun ve keçi sütünden yapılan Ladotiri peyniri yanı sıra feta,gravyer ve kaşari peynirlerinden tattık.

Resim

Ladotiri peyniri.Kilosu yaklaşık 10€
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
e.deren
Albay
Mesajlar: 5439
Kayıt: 24 Oca 2013 09:18
Konum: İstanbul/Ümraniye
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229111Okunmamış mesaj e.deren
10 Nis 2015 12:20

Abi özlemişiz doyumsuz anlatımlarınızı teşekkürler paylaşım için
İlker Kılıçkaya 39 (A rh+)
Ümraniye/İstanbul
2005 Grand Vitara AT/5K

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229114Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:24

e.deren yazdı:Abi özlemişiz doyumsuz anlatımlarınızı teşekkürler paylaşım için
İlker Kardeşim teşekkür ederim.Epeydir görüşememiştik bu iyi oldu.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229115Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:28

Mandamados’tan Napi istikametinde yola devam ederek 15 km. uzaklıktaki Agia Paraskevi’ye ulaştık.Burada zeytinyağı üretim endüstrisi müzesini gezdik.Müze,eski bir zeytincilik atölyesinin bir yunan bankasının desteğiyle 2000-2006 yılları arasında yaptırılan başarılı bir restorasyon ile müzeye dönüştürülmesi sonrasında ortaya çıkmış.Ziyaretçilere,zeytinin işlenmesi ve ticareti yanı sıra zeytin kültürü ve adanın sosyal yapısına ilişkin kısa bilgiler de veriliyor.Küçük bir not;burada zeytinyağı satışı yok.Müze,Salı hariç hergün 10-18 arasında açık ve giriş 3 Euro.

Resim

Resim

Agia Paraskevi Zeytinyağı Üretim Endüstrisi Müzesi’nde sergilenen ve eski zamanlarda zeytinyağı elde etmek için kullanılan presler

Köylülerin getirdikleri zeytinler girişte tartıldıktan sonra üretim aşamasına kadar bozulmalarını engellemek için işlenmemiş tuz ile korunarak imalathanenin depolarında saklanıyormuş.Üretim aşamasında büyük preslerde ezilen zeytinlerden yağın ilk aşaması olan pelte elde ediliyormuş.Zeytin çekirdekleri ise buhar gücü elde etmek için kullanılıyormuş.Müzede ayrıca zeytinyağı saklama aracı olan tulumlar, eski zeytinyağı tenekeleri, zeytinyağı sabunları da sergilenmektedir.
Bu adadaki zeytin ağaçları yağ üretimine daha uygunmuş.Zeytinyağı üretiminde İspanya’nın ardından ikinci sırada bulunan Türkiye,toplam 158 milyon zeytin ağacından yılda sadece 183.000 ton zeytinyağı üretebilirken bu adada bulunan sadece 13 milyon zeytin ağacından yılda 55.000 ton zeytinyağı elde ediliyor olması göz önüne alınınca adanın bu konudaki gelişmişliği ve bizim daha çok çaba sarfetmemizin gerekliliği daha anlaşılır hale geliyor.
Rekoltedeki bu üstünlük fiyatlara da yansımış.Ülkemizde litresi 20TL civarında olan doğal sızma zeytinyağı adada 14TL civarında satılıyor.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229116Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:29

Agia Paraskevi’den sonra yaklaşık 13 kmlik bir mesafeyi aşarak sağımıza aldığımız etkileyici körfez ve tuzla manzarası eşliğinde Kalloni Körfezi’ni dolaşıp Kalloni’ye ulaştık.Midilli Adası’nda dünyanın en lezzetli sardalyalarının yetiştiği Geras ve Kallonis isimli iki körfez bulunmaktadır. Balıklardaki bu lezzetin sebebi olarak yağmur sularının milyonlarca zeytin ağacından süzülerek körfezlere akması ve balıkları beslemesi gösterilmektedir. Kalloni,adanın ortasında,yolların birleştiği büyük ve önemli bir yerleşim yeri.Kalloni yöresi, Aristoteles zamanından günümüze kadar bir ticaret merkezi, çok kaliteli deniz mahsüllerinin çıkarıldığı ve kuş gözlemi yapılan bir yer olarak biliniyor.

Resim

Flamingolar tuzladaki yerlerini almaya başlamışlar bile

Buraya kadar gelmişken Skala(=iskele) Kalloni denilen sahil bölgesinde güzel bir sardalya ziyafeti çekmek isterdik ancak sardalyanın mevsimi ağustos ayı olduğundan bu iri,yağlı ve lezzetli sardalyayı tadamadık ve sadece konservesini satın almakla yetindik. qaz1 :?

Resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229117Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:32

Kalloni’den Eresos yoluna devam ettik. Kalloni Kasabası’ndan sonra bitki örtüsü biraz kuraklaşıyor ve virajlar birbiri ardına sıralanıyor.Yaklaşık on dakika sonra karşımıza Limonos Manastırı çıktı.

Resim

Limonos Manastırı,1526 yılında İgnatios Agalianos piskoposu tarafından, Başmelek Taksiyarhis Mihail onuruna yaptırılmıştır.Yaklaşık 5000 adet kitabın bulunduğu zengin bir kütüphanesi ile Bizans dönemi ve sonrasına ait el yazmalarına sahiptir.Manastırın bahçesinde yer alan tavus kuşları bizleri yadırgamadılar ve istiflerini hiç bozmadılar.

Resim

Resim

Erkekler manastırı olmasından dolayı ibadet yeri gibi bazı bölümlerine kadınların girmelerine ve aziz ikonlarını görmelerine izin verilmiyor.

Resim

Osmanlı döneminde önemli bir eğitim ve kültür merkezi olarak kullanılmış. Manastırın müze bölümünde, ayinlerde kullanılan kutsal giysiler, dini objeler, bizans el yazmaları ve belgeler sergileniyor.

Resim

Manastırın çevresinde bizdeki türbelere benzeyen bu tip binalar dikkatimizi çekiyor.Sorduğumuz kişiler bunların içinde önemli din adamlarının gömülü olduğu kutsal yerler olduğunu ifade ettiler.
Bizans dönemine ait olan ve bu bölgede görülmesi önerilen diğer önemli manastır ise bizim gezmeye zaman ayıramadığımız ve Meryem Ana’nın vefatına ithaf edilmiş olan Panagias Mirsiniotisas Manastırı’dır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229119Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:36

Resim

Sappho’nun Skala Eresos’taki metal heykeli.Mitilini’de mermerden yapılmış olanı bulunmaktadır

Kallonis’ten Eresos’a giden yol oldukça virajlı ve yaklaşık 35 Km sürüyor. Eresos’tan da yaklaşık üç kilometre süren bir yolla Skala Eresos’a ulaştık.Sonunda MÖ. 630-570 yılları arasında yaşamış olan,Eresos doğumlu antik çağın en büyük lirik şairi Sappho’nun(=Safo okunur) memleketindeyiz.Soylu bir aileden gelen ve politik nedenlerden dolayı gençlik yılarını Sicilya’da sürgünde geçirmek zorunda kalan Sappho’nun , adaya geri döndüğünde kadınlara şiir,müzik ve dans dersleri veren bir okul açtığı ve bu okulda lezbiyen bir hayat sürdüğü rivayet edilir.Adanın adı Lesvos olarak okunsa da yazılışı Lesbos şeklinde olduğundan Lesvos’ta yaşayan anlamına gelen lezbiyen kelimesinin buradan geldiği söylenir. Bunun böyle olmadığı,Sappho’nun adadaki kadınların eğitim düzeylerini geliştirmesinin bölgedeki nüfuzlu kişileri rahatsız etmesi nedeniyle kendisine bu tür yakıştırmalarda bulunulduğu da söylenmektedir.
”Ölüm iyi bir şey olsaydı, önce tanrılar ölürdü” dizelerinden anlaşılacağı üzere yaşadığı dönem için açık ve cesur bir tutum sergilediği lirik şiirler yazan Sappho’nun bu şiirlerinin çoğunu kadınlara ithaf ettiği söylenir. Yazdığı 170 kadar şiirden sadece bir tanesi günümüze kadar eksiksiz olarak ulaşmış olsa da dilindeki bu içtenlik ve açıklık sayesinde eserleri yüzyılların ötesine geçmiş, çağlar boyu öykünülmüş ve eleştirilmiştir.
İnternet sitelerinde gey erkek grupları için Mikonos Adası ne ise lezbiyen kadın grupları için de Midilli’nin o olduğu yazmaktadır. Öğrendiğimize gore her sene Eylül ayında birlikte yaşamaya karar veren kadın çiftler buraya geliyorlarmış.Biz Eresos’ta aralarında kalın sesli,sert görünümlü ablaların da bulunduğu bir iki kadın grubu gördük ancak sohbetlerine iştirak etmedik.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229121Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:41

Saat 15 olmuş ve bayağı acıkmıştık.Sahildeki restoranların çoğu kapalı olduğundan açık bulduğumuz bizdeki anlamı volta atmak olan Soulatso(=Sulatso) Psarotaverna’ya oturduk.

Resim

Sofraya önce fırından yeni çıkmış mis gibi köy ekmeği geldi.

Resim

Ardından feta peynirli yunan salatası,

Resim

Yunanistan gezilerinde sofranın tabii üyesi Tzaziki(=cacık),

Resim

Sonra ahtapot salata,

Resim

Sonra kızartılmış Ladotiri peyniri,

Resim

Sonra bacaklarıyla kızartılan kalamar ve finalde nefis bir kg. barbun,

Resim

Bir de bu gıdaları suyla içersek ağlamasınlar diye 20 lik bir Varvayani.Beş kişi için hesap 60€.Daha ne olsun.:)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229122Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:42

Yemeğimizi tamamladığımızda saat 16 olmuştu ve güneşin batmasına kadar kalan üç buçuk saatte adanın en gözde yerleri olan Petra,Molivos ve Sigri’yi gezmemiz imkansızdı.Hal böyle olunca,Eresos’a 27 km. mesafede bulunan ve günümüzden yirmi milyon yıl kadar önce volkanik hareketlere bağlı olarak bu bölgede bulunan dev sekoya ağaçları ve bitki örtüsünün lav ve küller altında kalması sonucu oluşmuş fosil orman parkı ve Osmanlı kalesi ile ünlenen Sigri’yi pas geçerek Petra’ya doğru yola koyulduk ve Skala Eresos-Petra arasındaki 52 km.lik yolu hızlıca kat edip sayfiye mekanı Petra’ya vardık.Yol üzerinde Agia Paraskevi civarında da dikkatimizi çeken güneş panelleri ile karşılaştık.Görünen o ki rüzgar enerjisinden yararlanmaya bizden çok once başlamış olan Yunanistan,güneş enerjisinden de gayet iyi yararlanıyor.

Resim

Resim

Güneş panelleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229123Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:44

Resim[/URL

Petra

Adı, kaya anlamına gelen Petra,yaklaşık kırk metre yüksekliğindeki bir kayalık üzerinde bulunan Panagia Glykophilousa Kilisesi (=Tatlı Öpücüklü Meryem Kilisesi) etrafına kurulmuş küçük bir sayfiye yeridir.Resimde de görüldüğü gibi her yerden bu kiliseyi görmek olasıdır.

[URL=http://s1072.photobucket.com/user/erhen/media/Midi/IMG_1040_zpskhpnowxl.jpg.html]Resim


Tam 114 basamağı aşarak kiliseye ulaştık.

Resim

Burada karşılaştığımız manzara çektiğimiz zahmete değecek nitelikte idi.

Resim

Kilisede başrahipin oturduğu sandalye ile vaaz kürsüsü bizans sonrası dönem ahşap oymacılığı sanatının günümüze dek uzanmış en eski ve başarılı örneklerinden birisi olarak kabul edilmektedir.

Bizimle aynı anda kiliseyi gezen bir grubun rehberini dikkatle dinleyince kilisenin öyküsünü de öğrendik.Rivayete gore onaltıncı yüzyılda fırtınadan korunmak amacıyla, Petra’nın karşısında bulunan Aya Yorgi,Glaronisi ve Mirmingi adacıklarının bulunduğu yere,Yunanistan’ın kuzey kıyılarından gelen bir gemi demir atar.Gemicileri kötülüklerden koruduğuna inandıkları Meryem Ana ikonası bir akşam gemiden kaybolur ve bu esnada karşı kıyıdaki kayanın tepesinde aniden bir ışık belirir.Durumu merak eden mürettebat, kayaya bakmak için gittiklerinde ikonayı burada bularak gemiye geri getirirler.Bu durum bir kaç kez tekrarlanınca, gemiciler bunun ilahi bir işaret olduğunu düşünerek ikonayı buraya bırakıp üzerine bir de şapel(=küçük kilise) kurarlar.1840 yılında ise şapelin üzerine bugünkü kilise inşa edilir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229124Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:46

Petra ile Molivos arası 6 km. kadardır.Denizi solumuza alıp on dakikada Midilli adasının en turistik yeri olan,eskiden mollaların yaşadığı yer olduğuna inanılan ve anlamı mollalar olan Molivos’a(=Mythimna) varıyoruz.

Resim

Molivos

Molivos’ta hem begonvil,sarmaşık ve sardunyalar ile süslenmiş birbirinden güzel taş evler,hem heybetli ve iyi korunmuş bir kale hem de muhteşem bir manzara ile karşılaştık.Cenevizlilerden kalma kale Edremit Körfezi’ni kontrol altında tutmak amaçlı inşa edilmiş.Adanın bu tarafı Assos’a bakıyor ve plajı taşlık olsa da deniz berrak ve temiz gözüküyordu. Molivos, koruma altına alınmış bir kasaba ve taş mimarisinin bozulmasına kesinlikle izin verilmiyormuş.Evler,birbirinin görüş açısını bozmayacak şekilde inşa edilmiş ve bütün yapılarda bölgenin kendi taşı kullanılmış. Bölgeden dışarıya taş çıkarmak ve dışarıdan taş getirmek kesinlikle yasakmış.Keza kafe ve lokantalarda masa ve sandalyelerin plastik yerine ahşap olması zorunlu imiş.Dileğim,bizim kıyı belediyelerimizin de bu tür doğru yaptırımları hayata geçirmeleridir.
Kısacası burası orijinalliği iyi korunmuş bir yerleşim yeri.Biz de bu güzel manzara eşliğinde limanda oturduğumuz bir kafeteryada bir yandan yunan halkının milli içeceği haline dönüşmüş olan frappelerimizi yudumlarken bir yandan da güneşin batışını izledik.

Resim

Frappe(=hazır kahvenin soğuk içilen bir çeşidi)gerçekten iyi bir serinletici

Resim

Molivos Liman’da gün batımı
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229125Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:49

Bundan sonra akşam yemeği için 56 km.lik yolu kat ederek Mitilini’ye döndük ve ilk güne ait gezi programını noktaladık.
Akşam yemeği için seçimimiz Mitilini’de en çok tavsiye edilen yerlerden birisi olan Kalderimi(=Kaldırım) Restoran oldu.

Resim

Kalderimi Restoran

Resim

Cacık,

Resim

Ladotiri peyniri,

Resim

Haşlanmış otlardan yapılıp limon ve zeytinyağıyla servis edilen Horta,

Resim

Etli yaprak sarma,

Resim

Şarapla pişirilmiş ahtapot,

Resim

Kalamar dolması,

Resim

Karides kızartması,

Resim

İnanılmaz yumuşak bir biftek yanında tabii ki uzo ve finaldeki tatlı dahil 65€ ödediğim bu yemekte sofradan çok memnun ayrıldık.O yorgunluk ve keyifle otelimize dönüp dinlenmeye çekildik.

Burada denemeyi çok istediğim kabak çiçeği(=kolekiti) kızartmasını ise mayıs ayından sonra bulabileceğimi söylediler.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229126Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:51

İkinci günün sabahında aldığımız güzel bir kahvaltının ardından otelden ayrılışımızı yapıp yola koyulduk.Hedefimizde Agiasos ve Plomeria var. Agiasos,967 metre yükseklikteki Olimpos Dağı yamacında ve Mitilini’ye 25 km. mesafede bulunan bir dağ kasabası olup ortodokslar için önemli bir kilise olan Panaghia Kilisesi’nin etrafında kurulmuştur.Her yıl 15.Ağustos Panaghia günü olarak kutlanıyormuş.
İnternetten okuduğuma göre kilise,1700’lü yılların başında çok hasta olan osmanlı bölge valisinin sağlığına kavuşması için gösterdiği çaba nedeniyle ünlenmiş hatta sarayın da uygun bulması üzerine bir süre vergiden muaf tutulmuş.Bu sayede köy nüfusunu günümüze dek korumuş.1812 yılında ortaya çıkan büyük bir yangın sonucu kilise ile birlikte kasabanın büyük bir bölümü yanmışsa da halk tarafından tekrar inşa edilmiş.
İzmir’in Şirince’sini andıran yeşillikler içindeki kasabaya zeytin ağaçları dışında bolca çam,ceviz, elma ve kestane ağacı ayrı bir güzellik katıyor. İşte bu nedenle Agiasos,“Midilli Ada’sının İsviçre’si” olarak tanımlanıyor. Tahta oymacılığı ve seramik gibi el sanatlarıyla öne çıkan arnavut kaldırımı döşeli kasabanın meydanında bazı bilindik görüntüler ise dikkatimizi çekiyor.

Resim

Sıra bizim üyeliğimize gelince kılı kırk yaran Avrupa Birliği’ne saygılarımla arz olunur. qaz6
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229127Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:53

Resim

Köy meydanındaki saat kuleli Madonna Kilisesi

Resim

Madonna Kilisesi’nin karşısındaki Yannakis’in taş kahvesine oturarak önce birer grek kafe söyledik.Kahve,bilindiği üzere pers ve araplardan bize geçmiş bir içecektir.Atalarımız da egemenliği altına aldıkları tüm ülkelere bu alışkanlıklarını taşımışlar ve kahve onların da günlük yaşamında yer etmiştir.İşte bu yüzden Arnavutluk,Hırvatistan ya da Makedonya’da bu içeceğin adı kahve,pişirildiği kap ise cezve olarak tanımlanmaktadır.İşin aslı Yunanistan’da da bu içecek “turkiko” olarak bilinirmiş.Ancak Kıbrıs Barış Harekatı sonrası adını “grek kafe” olarak değiştirmişler.Yunan kahvesinin bizim kahvemize göre daha ince çekildiği için daha köpüklü olması ve dibinde daha az telve kalması dışında bir farkı yoktur.

Resim

Resim

Resim

Sade kahveye sketos,orta kahveye metrios ve şekerli kahveye ise glikos deniliyor.Kahve,şeker ve su bakırdan yapılma kaplarda saklanıyor ve karışım bakır cezvelerde kömür tozlarının arasına gömülerek onların ateşinde yavaş yavaş pişiriliyor.

Resim

Agiasos’da mutlaka tadılması gereken lezzetlerden biri organik vişne suyu.Yanakis vişne özütünü bardağımıza doldurduktan sonra üzerine su eklememizi söyledi.Kahvenin üstüne içtiğimiz vişne suyu bizi kendimize getirdi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229128Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:55

Agiasos’tan Plomari’ye ulaşım için iki yol mevcut.Dağ yolu 30 km. ve 90 dakika kadar sürüyor.Adrenalin sevenler için ideal bir yol imiş.Bizim zamanımız kısıtlı olduğu için düzgün olan diğer yolu tercih ederek 40 km.lik bu yolu yaklaşık 45 dakikada katederek Plomari’ye ulaştık.

Resim

Resim

Geras Körfezi

Bu yolda ilerlerken masmavi ve durgun suyu ile bir gölü andıran adanın diğer sardalya deposu Geras Körfezi’ni gördük.Yol,zeytin ve çam ağaçları ile bezenmiş küçük yerleşim birimlerinden geçiyor ve nihayet Kaptan-ı Derya ve Preveze Deniz savaşının muzaffer komutanı Barbaros’un doğum yeri olan Plomari’ye varıyoruz.Arnavut asıllı Sipahi Yakup Ağa ve Midilli’li Rum Katerina’nın dört çocuğundan biri olarak,1478 yılında bu topraklarda doğan Hızır,kardeşleriyle deniz yoluyla ticaret yaparken Rodos şövalyelerine esir düşer.Bir süre sonra ellerinden kurtulunca da denizciliğe korsan olarak devam edip Akdeniz’de korkulu bir rüya haline gelir.Kızıl sakalları nedeniyle batılılar tarafından ağabeyi Oruç’a verilen Barbarossa lakabı onun ölümünden sonra kendisi için de kullanılmıştır.Dinin hayırlısı anlamına gelen Hayreddin adı ise kendisine Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilmiştir.
Geçmişte adanın sanayi bölgesi olan Plomari’de, tersane ve çok sayıda sabun ve zeytinyağı imalathanesi ile birlikte, birkaç tane de maden işletmesi mevcutmuş.Tersane varlığını halen sürdürse de diğer imalathaneler kapalı durumdadır.
Ada çevresindeki irili ufaklı çeşitli koylara serpiştirilmiş çok sayıda plajlar dikkat çekiciydi. Plomari’de Isisdiros ve Vatera plajları öne çıkmakta. Mevsim nedeniyle deneme imkanımız olamasa da gördüğüm kadarıyla plajlar genellikle taşlık,deniz ise çok temiz ve berraktı.Bunun sırrı ise Midilli’de denize sıfır tesis kurulmasına izin verilmemesi, atıkların tamamının arıtılıp borular vasıtasıyla 2-3 mil açığa bırakılıyor olması imiş.Sözün özü bu adada bizde olduğu gibi işin kolayına kaçılmayıp atıksu kanalları hemen sahil kenarına bağlanmadığı için deniz temiz kalmayı başarmış.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229129Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 12:57

Plomari’nin asıl önemli iş kolu ise ouzo(=uzo) imalatıdır.Bu bölgede suyun çok iyi olması ve uzo için gerekli diğer bitkilerin adada yetişiyor olması bu işin gelişmesini ve dünyada üretilen uzonun %60’ının Plomari’de üretiliyor olmasını sağlamış.Midilli’nin Osmanlı toprağı olduğu 1860 yılında,aslen Odesa’lı olan Eftathios Varvayannis ilk imbiğini başkent İstanbul’dan alarak bu imalathaneyi kurmuş.

Resim

155 yıllık Barbayanni(=Varvayani okunur) fabrikasının alt kısmında imalat devam ederken üst kısmı müze haline getirilmiş.

Resim

Resim

Müze kısmında, ilk yıllarda üretimde kullanılan materyaller ile birlikte, fabrikanın damıtım için kullandığı ilk imbik de sergileniyor. Girişi ücretsiz olan müzeyi,hafta içi 09-16 arasında gezebilir,imalatı görebilir, uzoların tadına bakabilir ve dilerseniz satın alabilirsiniz.Biz Pazar günü gittiğimiz için müze kapalıydı.Tesadüfen karşılaştığımız bekçi kapıyı açıp biraz bilgi verip bir kaç resim çekmemize imkan tanıdı. Anlatılana göre eskiden yalnızca bu bölgedeki anason kullanılırken şimdilerde anason Türkiye’den geliyormuş.Anasonu kullanmadan önce bir süre denizde beklettiklerinden uzoya tuzlu bir tat ve koku veriyormuş.Uzo imalatında anason dışında kullanılan elbette başka otlar da var ancak bunlar meslek sırrı.Sadece uzonun makbul olması için bakır imbiklerde üç kez distile edilmiş olması gerektiği bilgisini aldık.

Resim

Uzo’lar alkol oranlarına göre etiketleniyor;en hafifi yeşil etiketli %42, mavi etiketli %46,siyah etiketli Afrodit ise %48 oranında alkol içeriyor. Plomari’ye Temmuz ayının sonunda gelecek olursanız 3-5 gün süren,Uzo festivaline de katılabilirsiniz.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229130Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 13:04

Bundan sonra 40 km. yolu kat ederek Mitilini’ye güney yönünden girdik. Şehir merkezinde önce karnımızı doyuracak bir yer aradık.Liman caddesinde Meating isimli bu yerde giros da denilen yunan usulü döner yapılıyordu.Beş kişi tavuk döner+içecek+tzaziki şeklindeki menüye 30€ ödedik.

Resim

Yemeğin üstüne şehirde gezmeye başladık.Adanın canlı yaşam merkezi olan Mitilini şehri U şeklinde konumlanmıştır.Liman bölgesinde önce görkemli bir yapıt olan şehrin en büyük kilisesi Agios Ioannis Therapondas kilisesine ulaşıyoruz.

Resim

Resim

Agios Therapon Kilisesi

Terapia tedavi;therapon ise iyileştiren anlamına geliyor.İstanbul’daki Tarabya'nın adı da muhtemelen bu kelimeden türemiştir.1860 yılında, haç şeklinde ve Bizans tarzında inşa edilen kilisede, değerli ikonların yanında, Bizans dönemine ait iki önemli ikon;İsa (14. yüzyıl) ve Ayos İoannis Theologos(15. yüzyıl) ikonları mevcutmuş.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229132Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 13:06

Kilisenin tam karşısındaki Bizans Müzesi ne yazık ki kapalıydı.Biz de hemen şehrin ana damarı olan olan Ermou(=Ermu okunur) Caddesi’ne çıktık.Burası iyi markaların yanı sıra basit esnaf dükkanlarının da bulunduğu bir yer.Bizim gezimizde Ortodokslar için son derece önemli olan Paskalya(=Hz.İsa’nın çarmıha gerilişinin üçüncü gününde dirilişinin kutlanması) dönemiydi.Hıristiyanlar bu dönemde beş gün süre ile oruç tutup sonrasında kutlama gününde paskalya çöreği ve çukulata yiyip birbirlerine genellikle çukulatadan yapılan ve yeniden doğum ile verimliliği simgelediği için paskalya tavşanı ve başta kırmızı olmak üzere rengarenk boyalı paskalya yumurtası hediye ederler.

Resim

Resim

Resim

Ermou Caddesi’ndeki dükkanlarda Paskalya hazırlıkları

Resim

Bu da çukulata döneri.Bunu tıpkı döner gibi kesip krepin içine koyup üzerine de çukulata sosu ekliyorlar.Tam bir kalori bombası oluyor.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Midilli Adası Gezisi - 04-05.Nisan.2015

Mesaj: # 229133Okunmamış mesaj erhen
10 Nis 2015 13:08

Günün belli saatlerinde trafiğe kapalı olan Ermou Caddesi,kuzeyde Epano Skala(=Yukarı İskele)’ya kadar uzanmaktadır.Antik çağda bu cadde bir kanal ve şimdi kalenin bulunduğu bölge de bir ada şeklindeymiş.Yüzyıllar boyunca,bu kanalın birikintilerle dolması neticesinde Ermou caddesi ortaya çıkmış.Ermou Caddesi’nden kuzeye doğru yürüdükçe mimari stilin değiştiğini,Türk mimari yapısında ev ve dükkanları görmeye başladık. Bu bölgede 1825’te Kolağası Nazır Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış olan, minaresi bulunmayan Yeni Cami ile karşı sokağında bulunan ve günümüzde sergi yeri olarak kullanılan Çarşı Hamamı’nı uzaktan gördük.

Resim

Agios Athanasios Metropolit Kilisesi

Ermou’da gözümüze çarpan bir başka kilise,30 metre yüksekliğinde ve gotik tarzda yapılmış çan kulesine sahip olan ve bu nedenle şehrin bir çok yerinden görülebilen Agios Athanasios Metropolit Kilisesi oluyor.1706’da metropolit olan Agios Athanasios’a adanan bu kilise üç geçitli bazilika türündedir.Kubbesi ve çan kulesi Ayvalık Sarımsaklı'dan getirilen kızıl dikdörtgen taşlar ile yapılmıştır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“YURTDIŞI GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 46 misafir