Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

AKDENİZ BÖLGESİ GEZİLERİMİZ

Moderatörler: cenknalbantoglu, DERKMEN, Offroadpassion

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216102Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:12

Kurban Bayramı tatili beş gün olunca ben de ailemle uzun zamandır görmek istediğim Göller Yöresi’ni ziyaret etmek istedim.Bölge;Burdur ve Isparta’nın tamamı ile Antalya, Afyon ve Konya’nın bir kısım topraklarını içerir.Tabiat Ana,yörenin ait olduğu Akdeniz Bölgesi’nin iklim özelliklerini sürmesini Toros Dağları ile engellemişse de karşılık olarak su kaynakları konusunda yöreye son derece cömert davranmıştır.Öyle ki Isparta ülkemizde topraklarında en fazla göl ve gölet barındıran şehirdir.Yöre; yüzölçümünün %12’si göl ile kaplı olan yurdumuzun üçüncü(Beyşehir),dördüncü (Eğirdir),beşinci(Akşehir),yedinci (Burdur) ve dokuzuncu(Acıgöl) gölleri yanında Kovada ve Salda gibi enteresan gölleri içermesi ve Akdeniz iklimi ile karasal iklim arasında geçiş hattında bulunması nedeniyle önemli doğal güzellikleri barındırır. Yörenin belli başlı gölleri Beyşehir, Eğirdir, Akşehir,Burdur,Acıgöl,Ilgın, Eber,Suğla, Kovada ve Yarışlı Gölleri olup,kapladığı alan ülkemizin %5’i kadardır.Bu bölgedeki göllerin hemen hepsi karstik(=kireç taşı ve alçı taşı gibi çözünebilen tabakaların bulunduğu sahalarda oluşan) özelliklidir.Bu kadar büyük bir alanı dört günde gezmeye çalışmak çok yorucu olacağı ve daha önce Konya ve Afyon sınırları içinde kalan gölleri gördüğümüz için bu kez daha önce ayrıntılı gezme fırsatı bulamadığımız Burdur ve Isparta’yı elimizden geldiğince gezmeye çabaladık.

Resim
Gezi rotamız
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216105Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:23

Cuma sabahı bayram trafiğini de düşünerek sabah 06.30’da yola koyulduk.İzmir-Aydın otobanı üzerinden Denizli’ye ulaşan 250 km. uzunluğundaki yolu üç saatte geçip Antalya istikametinde ilerlemeye başladık ve leblebisi ile meşhur Serinhisar’da kısa bir mola verdik.Her ne kadar leblebi denince ilk akla gelen yer Çorum ise de Denizli-Serinhisar ve Kütahya-Tavşanlı da leblebi konusunda coğrafi tescilli yerlerdir.Buradan kilosu 9 TL olan leblebi çeşitlerinden alıp yola tekrar koyulduk ve Acıpayam’a varmadan Burdur-Yeşilova tabelasından saptık.Denizli-Yeşilova arası yaklaşık 90 km. olup Yeşilova’ya varmadan 4 km. önce karşımıza Salda Gölü çıktı.
Burdur şehir merkezine 60 km.mesafedeki Salda Gölü’nün,denizden yüksekliği 1193 metredir.Yüzey olarak çok büyük olmasa da 185 metreye varan derinliği ile ülkemizin en derin gölüdür.Toros Dağları arasında eşsiz bir güzelliğe sahiptir ve çevresindeki dağların sık çam ağaçları ile örtülü olmasına bağlı olarak Salda Gölü suyu temiz ve berrak kalmayı başarmış nadir göllerimizdendir Göl,1989 yılında birinci derece sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Resim

Suyu sodalı,kıyısındaki toprak killidir.Tatlı sodalı su özelliğinden dolayı göl suyu bol miktarda magnezyum içerir.Bu magnezyum göldeki bakteriler tarafından tüketilir ve beyaz renkli hidromanyezit mineraline dönüşerek onların yapı taşlarını oluşturur.Bu bakteri kolonileri bir araya gelerek stromatolitleri onlar da göl içinde kıyı adalarını meydana getirir.Su yüzeyinden yüksekliği 5-8 metre,su içindeki yüksekliği de 8-10 metreye kadar ulaşabilen stromatolitler dalgaların etkisiyle ayrışırlar ve bunların sahil kumları olarak çökmesi sonucu gölün etrafında bembeyaz bir kuşak ortaya çıkar.İşte bu beyaz sahil şeridi Mars gezegeninden gelen fotoğraflarda da buna benzer görünümler saptanınca göle özel bir görünüm kazandırmıştır.

Resim

Resim

Bu görüntü dünyamızda sadece Salda Gölü ve Kanada’da bulunan bir gölde saptanmış olup fizik otoritelerinin bu beyazlıkların da hidromanyezit olduğunu ileri sürmeleri Salda Gölü’nü Mars gezegeninde hayat ve suyun olup olmadığına dair çalışmalar açısından araştırma yapmaya değer kılmaktadır.

Resim

Resim
Gölün güney cephesindeki Sultan Pınarı Suyu mevkisi bir mesire yeri olup burada pek çok lokanta ve dinlenme tesisi bulunur.Biz de çoban kavurmayı tercih ettik ve üç kişi için 50TL. hesap ödedik.

Salda Gölü’nün çevresindeki gezimizin ardından önce 24 km. mesafedeki Yarışlı Gölü’ne ulaşıyoruz.Burası sodyum klorür,sodyum fosfat ve sodyum sülfattan zengin acı suları nedeniyle fazla canlı türünün yaşamadığı sadece bahar mevsiminde flamingoların geçici konakladığı en derin yeri dört metre olan sığ bir göldür.Fotoğraftan da fark edilebileceği gibi gölün suları epeyce çekilmiş.

Resim

Resim
Yarışlı Gölü
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216106Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:26

Yarışlı Gölü’nden yaklaşık otuz kilometre kadar sonra oluk şeklindeki tektonik çöküntünün sular tarafından doldurulması sonucu oluşmuş bir göl olan Burdur Gölü’ne ulaştık.Kapalı bir havzada bulunan bu gölün drenajı yoktur.Üzerinde bulunan fay hattı nedeniyle birden derinleşen gölün derinliği yaklaşık 100 metre civarında olup suyu oldukça tuzludur.
Resim

ResimBurdur Gölü

Resim

Öğleden sonra vardığımız gölün huzur verici görüntüsü çok hoşumuza gitti.Burdur Belediyesi de gölün çevresinde güzel dinlenme tesisleri oluşturmuş.

Resim

Son yıllarda kuraklık ve sulama amacıyla kullanım nedeniyle gölün suları biraz çekilmiş olsa da kış aylarında barındırdığı ve dünyada sayıları sadece 15.000 adet kadar kaldığı tahmin edilen ve bunun da yaklaşık %75'inin Türkiye'de yaşadığı bilinen dikkuyruk ördeği Burdur Gölü’nün uluslararası öneme haiz sulak alan statüsüne girmesini sağlamaktadır.

Resim

Dikkuyruk ördekleri
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216107Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:27

Bundan sonra Burdur şehir merkezine ulaşarak Gazi Caddesi No:51 adresinde 3 kişi ok. 135 TL ödediğimiz Özeren Otel’e ulaştık.Otel merkezi yerde,klima ve wi-fi mevcut. Otele yerleşme işlemini tamamladıktan sonra Burdur’un içini keşfe çıkıyoruz.
Akdeniz bölgemizin batısında yer alan Burdur,merkezi 75.000 nüfuslu küçük bir şehir. Şehir,1000 rakımlı olup engebeli bir arazi yapısına sahip ve genellikle karasal iklimin etkisinde.Tahıllar,şeker pancarı ve yağ gülü üretimi önde gelen geçim kaynakları.Bir kaç yıl öncesine kadar bedelli askerlik yükümlülüğü sadece Burdur’da yapılıyor iken günümüzde bu durumun sona ermesi kentin ekonomik ivmesini düşürmüş.

Resim

Öte yandan eğitime verilen değer en üst düzeyde tutulan Burdur,üniversite giriş sınavlarında ülkemizin en başarılı kentlerinden birisidir.Ayrıca 2006 yılında faaliyete geçen ve 17.000 öğrencisi olan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi şehir için çok önemli.Bazı olumsuzlukları olsa da gürültüden uzak ortamı ve doğal güzellikleriyle Burdur bence şirin bir Anadolu kenti
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216109Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:33

Şehir gezisine otelimize elli metre mesafedeki Burdur Müzesi ile başlıyoruz.1963 yılında faaliyete geçen ve pazartesi hariç 09-18 arası açık olan bu müzede antik Pisidia bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda gün ışığına çıkarılan heykel ve eserler sergileniyor.Giriş ücreti 5 TL olan Burdur müzesinin içerdiği eserler,düzeni, temizliği ve ziyaretçileri bilgilendirmek için yapılan levhaları çok başarılıydı.

Resim

Müzeye girişte ziyaretçileri ilk olarak çağlar boyu saat sergisi karşılıyor.Burada Osmanlı dönemine ait çeşitli ebatta duvar ve cep saatleri ilgi çekici bir görüntü oluşturuyor.

Resim

Sagalassos antik kentinin güneş saati.Aslan ayağı formunda bir kaide üzerine monte edilen halka şeklindeki bu saat içine düşen gölgelerin içindeki çubukla olan durumuna göre MS 2. yüzyıldan beri insanlara gündüzleri zamanı gösterebilmektedir.

Bundan sonra müzenin teşhir salonlarına geçiyoruz.Zemin katta bizi Ağlasun ilçesindeki Sagalassos antik kenti ile Gölhisar ilçesindeki Kibyra antik kentindeki kazılarda bulunmuş muhteşem heykeller karşılıyor.

Resim

Yunan mitolojisinde güneş ve ateş tanrısı Apollon.Sağında yarı insan yarı keçi bir canlı olan Satyr solunda ise deniz ve deprem tanrısı Poseidon’un heykelleri bulunuyor.

Resim
İmparator Hadrian’ın heykeli

Resim

İmparator Marcus Aurelius heykeli

Resim

Benim ayağım 46.5,Marcus Aurelius’un ayakkabı numarası :?: Kestiremeyeceğim :) :-o
Müzenin birinci katını ise Burdur’un dokuz bin yıllık tarihini kronolojik bir sıra ile yansıtan ve bulunuş merkezlerine göre bir sergileme düzeni ile ziyaretçilerin ilgisine sunulan seramikten,çanak çömleğe,sikkelerden el aletlerine kadar çeşitli eşyalar oluşturmaktadır.

Resim

Son olarak müzenin çıkışında bahçedeki aslan görünümlü lahit kapaklarını(=sarkofaj) da görüntüleyip müze turumuzu tamamlıyoruz.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216110Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:35

Bundan sonra müzeden yukarıya doğru dümdüz yürüyüp ana caddeyi geçerek yüz metre ötedeki Pazar Mahallesi’ne gidiyor ve önce Ulu Cami’yi ziyaret ediyoruz.

Resim

Düzlükte yüksek bir tepe üzerinde kurulu olup vakıf kayıtlarına göre Hamitoğlu Dündar Bey tarafından 1300 tarihinde yaptırılmıştır.Çelik Mehmet Paşa’nın 1749’da onarım yaptırdığı cami 1914 yılındaki depremde yıkılınca 1919’da bu kez ahşap karkas olarak yeniden yapılmıştır.

Resim

Resim

Ulu Cami

Cami,kesme blok taşlardan yapılmış olup ahşap tavanlı ve kiremit çatılıdır.Beden duvarlarında iki sıra halinde sivri kemerli pencereler yer alır. Mihrap ve minberi mermerden yapılmıştır.Selçuklu ve beylikler dönemi camilerinde görülen mimari karakteristiğe uygun olarak caminin kuzeyi, doğusu ve batısında olmak üzere toplam üç girişi vardır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216111Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:37

Ulu Cami’nin hemen yanında yer alan otuz metre yüksekliğindeki Saat Kulesi ikinci uğrak yerimiz oluyor.

Resim

Resim

Saat Kulesi

Bu kare planlı kule de kesme taşlarla 1936 yılında inşa edilmiştir.Kulenin dördüncü katına her biri şehrin dört yanına bakan dört büyük saat yerleştirilmiş ve bu mekâna şerefe görüntüsü verilmiştir.Saatlerin üzerinde ise dört pencereli ve piramidal çatısı alem ile biten bir oda vardır.Ne yazık ki kulenin saatleri arızalıdır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216112Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:39

Pazar Mahallesi’nde ziyaret ettiğimiz üçüncü adres Taş Oda(=Etnografya Müzesi) oldu.Buraya ulaşmak için caminin hemen arkasından yaklaşık iki yüz metre kadar yürümeniz yeterlidir.Bahçe içindeki iki katlı bu yapı 17.yüzyıl osmanlı sivil mimarlık örneklerindendir.

Resim

Kınalı aşiretinden Emin Bey tarafından yaptırılan konağın 1978 yılında başlatılan restorasyonu 1988 yılında tamamlanmıştır.Alt katı kesme taştan, üst katı kerpiçten yapılan bina adını kesme taştan yapılmış baş odasından almaktadır. Yapıda ahşap malzeme de çokça kullanılmıştır.

Resim

Resim

Ahşap korkuluklu merdivenle çıkılan ikinci kattaki beş odanın da kapısı sofaya açılır.

Resim

Taş Oda(=Etnografya Müzesi)

Sofa çıkışında sağda bulunan ve çok iyi korunmuş olan başodanın girişinde yüklük, dolaplar ve davlumbazlı ocak bulunur. Başoda bol miktarda pencere ile ışıklandırılmış olup tavan ve pencere pervazlarının kalem işi altın-gümüş varak işlemeleriyle yapının en göz alıcı odasıdır.Yapı 2013 yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ne devredilmiş olup 09-18 saatleri arasında açık olan ve giriş ücreti alınmayan binanın alt katında biraz soluklanabileceğiniz küçük bir kafe bulunmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216115Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:42

Taşoda’dan çıkıp sağa doğru dönünce çay kenarına yani Divanbaba Caddesi’ne ulaşılır.Bu caddede yer alan Baki Bey Konağı(=Kocaoda) ise 18.yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin Burdur’daki örneklerinden olup 2012 yılında restore edilerek ziyarete açılmıştır. Kocaoda ismi ile de tanınan bu konak iki katlıdır.

Resim

Resim

Baki Bey Konağı(=Kocaoda)

Alt katı kesme taştan,üst katı da ahşap ve kerpiç karışımı bir malzemeden yapılmıştır. Konağın alt katında ahır ve ambar bulunur.Üst katın tavanı fotoğrafta görüldüğü gibi ahşap işçiliğinin güzelliği ile dikkat çekmektedir.

Bu binanın hemen bitişiğinde ise Çelikbaşlar Konağı(=Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi) bulunmaktadır.1920'li yıllarda yapıldığı tahmin edilen konak,Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 1.Dönem milletvekili olarak Burdur'u temsil eden Mehmet Akif Ersoy'un anısını yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla Kültür Evi'ne dönüştürülmüş.Burada şairin eserlerinin dinlenebildiği şiir odası,hayatının ve Burdur ile ilişkisinin anlatıldığı 15 dakikalık bir yapımın izlenebildiği toplantı odası,heykeltraş Adil Çelik tarafından silikondan yapılmış heykeli ve eserlerinin bulunduğu kitaplık yer alıyormuş.Arife günü tatil ilan edilince ziyaret etmek mümkün olmadı.Sadece dışarıdan fotoğraflarını çekmekle yetindik.

Resim

Resim

Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi(=Çelikbaşlar Konağı)
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216116Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:48

Bundan sonra Antalya yönüne hareket edip yolun 13. kilometresinden saparak Mandıra Köyü ve İnsuyu Mağarası’na ulaştık.1965 yılında ülkemizin turizme açılan bu ilk mağarasındaki dehlizlerde çeşitli ebatta ve birbirleriyle bağlantılı olan dokuz tane gölcük varmış.Bunlardan en meşhurları Dilek Gölü ve Büyük Göl olup turistler Dilek Gölü’ne madeni para atarak dilekte bulunurlarmış. Derinliği 20 metreyi bulan ve seksenli yıllara kadar içerisinde sandalla gezilen Büyük Göl ise 512 metrekarelik alanı ile Türkiye’nin en büyük yeraltı gölü imiş.

Resim

Ne var ki şehir merkezinin su ihtiyacı ve çevredeki tarım arazilerinin sulanması için yeraltı sularının sürekli pompalar ile çekilmesi sonucunda mağara içindeki göller ve mağaranın doğal yapısı olumsuz etkilenmiştir.Yeraltı dereleri,turistlerin çekim merkezi olan Dilek Gölü ve diğer göller fotoğrafta da görüldüğü üzere ne yazık ki kurumuştu.

Resim

Oluşumu binlerce yıl öncesine dayanan mağarada bir metrelik bir sütunun 10-15.000 yılda oluştuğu tahmin edilmektedir.Jeolojik olarak önce kalkerler meydana gelmiş, bu kalkerler suyla birleşerek bir dizi erime, aşınma ve sertleşme sonucu sarkıt, dikit ve dehlizleri oluşturmuştur.Dilek Gölü’nün olduğu yerde bulunan altı metrelik dikit ülkemizin en büyük mağara dikitidir.Mağara 1976’da 1.derece sit alanı ilan edilmiştir.Mağaranın ışıklandırma sistemi 2000 yılında yenilenmiştir.

Resimİnsuyu Mağarası girişi

597 metre uzunluğundaki mağaranın içinde sürekli temiz ve serin hava bulunur.İçerisi yazın dahi serindir.Size tavsiyem dışarıdaki sıcak havaya aldanmayıp içeri girerken üzerinize bir hırka almanızdır.
Mağaranın,girişte bulunan tabelasında yazılı ilginç bir de efsanesi vardır.Sagalassos kentinin kralı Severianus,kızı Asume’yi soylu ve zengin bir ailenin oğlu ile evlendirir.Ancak çift bir türlü geçinemezler.Bu duruma hem üzülen hem de öfkelenen kral,çifti İnsuyu Mağarası’nın en uzak köşesinde açlık ve ölüme terk eder.Ancak mağaranın şifalı sularından içerek beslenen çift bir süre sonra birbirlerini sevmeye başlar.Zamanla aşkları büyüyerek bir ışık olur ve onlara mağaranın çıkış yolunu gösterir.Çift mağaradan çıkarak kraldan af diler ve yaşamlarına mutlu bir şekilde devam ederler. İşte mağaranın mı prensesin mi hikmetindendir bilinmez,o günden sonra mağaraya gelen eşlerin bir yastıkta kocayacağına,sevgililerin ise hiç ayrılmayacağına inanılır.
Tabii efsanelere inanıp inanmamak size kalmış...
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216117Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:49

Günün görülecek son yeri için Afyon-Antalya yolundan Burdur’a giriş noktasındaki Susamlık Tepesi’ne çıktık.Belediye buraya bir seyir terası yaptırmış.Buradan hem Burdur’u hem de Burdur Gölü’nü izlemek çok keyif verici olsa da etrafın pasaklılığı düşündürücü.

Resim

Bu fotoğrafta Burdur Gölü’ndeki çekilme çok bariz gözükmektedir.Bakalım Tabiat Ana insanoğlunun kendisine verdiği zararlara nereye kadar katlanacak :?: :(
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216118Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:53

Bundan sonra akşam yemeği için şehir merkezine döndük.Burdur’a has lezzet denince ilk akla gelen Burdur şişidir.Burdur'da şişin porsiyonuna takım deniyor ve bir takım 4-6 parçadan oluşuyor.Burdur şişi için en iyi yapan yerlerin başında Gazi Caddesi No:14 adresindeki Özsarı var.Öğrendiğim kadarıyla Burdur şişi diğer kebaplardan;
1-Hiç baharat ilave edilmeden sadece kaburga eti,çok az kuyruk yağı ve tuz içermesi,
2-Daha kısa ve ince şişlere takılması ,
3-Diğer kebaplar gibi yüksek ateşte değil,közde kendi sıcaklığı ile pişirilmesi ile ayrılmaktadır.

Resim

Resim

Bu nedenle çok hafif olan bu kebap sadece tereyağ ile lezzetlendirilmiş taze pide,salata ve soğan ile servis ediliyor.Bunun dışında soslu da yapılıyor ancak etin ve közün tadı alınamayacağı için sade istemek daha doğru.

Resim

Ayrıca taze kaşar peynirli ve kuşbaşı etli pide+kaymaklı tel kadayıf ile final yapıp hesap da çok makul(3 kişi için 50 TL) olunca denemeden geçmeyin diyorum.

Burdur’un ikinci önemli lezzeti ise ceviz ezmesi.İçerisinde ceviz, irmik ve şeker bulunuyor.Nerede ise tüm tatlı satan dükkanlarda bulabileceğiniz ceviz ezmesinin tadı 10 numara,kilosu ise 18 TL.

Resim

Ceviz ezmesi
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216119Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 18:58

İkinci günün sabahında Burdur’dan yaklaşık 30 km. kadar sonra Ağlasun yolu üzerinde ilçeye beş km. mesafede bulunan Yeşilbaş Köy’e ulaştık.Burası sularının güzelliği ve yurtdışına ihraç edilen Napolyon kirazı ile meşhur bir kasaba.Sırma Su burada bir dolum tesisi kurmuş.
Kasabanın insanları son derece cana yakınlar.Kendilerine yol soran hiç tanımadıkları insanları içtenlikle evlerine davet eden bu güzel insanlar bizim büyük şehirlerde önyargı ve korku dağlarımızın arasında ne kadar sıkışmış olduğumuzun bir göstergesiydi.

Resim

Resim

Kasabanın çıkışında ana yol üzerindeki halen faal durumda ve üç yüz yıllık olduğu söylenen değirmenin bulunduğu yerde kısa bir mola verdik.
Bundan 4 km. sonra Ağlasun İlçesi’ne ulaşıyoruz.Burası dört bin nüfuslu küçük bir ilçe.

Resim

İlçenin Cumhuriyet Meydanına vardığımızda tarihi 1000 seneye dayanan yaklaşık 3,3 metre çapındaki ülkemizin en eski anıt ağaçlarından biri olarak tescil edilmiş olan Ulu Çınar Ağacı'nı görüntüledik.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216120Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:07

Sırada ilçeye 7 km. mesafedebulunan,Antik Yunan'da Pisidya'nın ve seramikçiliğin başkenti ve Efes antik kentinden sonra Anadolu’daki ikinci büyük antik kent olan Sagalassos var. Şehir düşman saldırılarına karşı daha güvenli olması göz önüne alınarak Akdağ’ın eteklerinde kurulmuş olup yaklaşık 4 kilometre kare alana yayılmıştır.

Resim

Sagalossos’tan Ağlasun’un görünümü

Büyük İskender'in zorlu savaşlardan sonra ele geçirebildiği,Romalılar döneminde imparatorların gözde şehri Sagalassos,MS 5-6 ve 7. yüzyıllarda ard arda gelen depremler, veba salgınları ve arap akınları sonrasında terk edilmiş ve üzerinde bulunduğu Akdağ’ın toprakları ile örtülmesi sonucu uzun yıllar sessizliğe gömülmüş. Belki de bu yüzden kentin çoğu yapısı günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiştir.Kentin yeniden uyandırılması çalışmaları 1980’lerden itibaren başlatılmıştır.Belçika’nın Leuwen kenti üniversitesi bu çalışmalarda başı çekmiştir.

Resim

Kent yapılarından en iyi durumda olanı ise dokuz bin kişilik tiyatro bölümüdür.1400 metrede kurulu olup antik çağın en yüksekte yapılmış tiyatrosudur.

Resim

Bundan sonra kentin ticaret ve siyaset merkezi olan Agora’ya geliyoruz.Burada karşımıza kentin en göz alıcı bölümü olan Antoninler Çeşmesi çıkıyor.

Resim

Antoninler Çeşmesi İmparator Marcus Aurelius zamanında şarap tanrısı Dionisos için yapılmış ve Roma İmparatorluğu'nun prestij göstergesi olarak yedi farklı renkteki taştan inşa edilmiştir.Yine kentin zenginliğinin bir simgesi olarak günümüzde Aydın İli Karacasu İlçesi sınırları içindeki Afrodisias antik kentinde mermerden yaptırılan Nemesis(=adalet tanrıçası),Apollon, Asklepios(=sağlık tanrısı) ve Kronos(=baş tanrı Zeus’un babası ve zaman tanrısı)’a ait heykeller çeşmeyi süslemektedirler.Fotoğrafta gözüken kopya heykellerin asılları Burdur Müzesi’nde sergilenmektedir.28 metre cepheli ve 9 metre yüksekliğindeki bu anıtsal cephenin restorasyonu Aygaz tarafından yaptırılarak sularının tekrar akması sağlanmış.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216121Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:10

Resim

Macellum

Agora’nın alt tarafında şehrin zenginliğinin bir başka simgesi olan Macellum(=lüks ürünler pazarı) bulunmaktadır.Fotoğrafta pazarın ortasında gözüken yer bir tholossus adı verilen mermerden yapılı bir çeşme olup pazarda mücevherler,müzik aletleri,cam ve geyik boynuzundan yapılma dekoratif eşyalar satılıyormuş.

Resim

Bu fotoğrafın sol tarafında Claudius adına yaptırılan ve Agora’ya gelenleri karşılayan Claudius kemeri ile üst tarafta kahramanlar adına yaptırılan ve Heroon adı verilen mabed görülmektedir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216123Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:19

Kentin bir başka önemli eseri ise Hadrian hamamıdır.İmparatorluk yönetimini savaşçı bir imparator olan Trajan’dan devraldığında Roma İmparatorluğunun sınırları Kuzey İngiltere’den Basra Körfezine kadar uzanıyordu.Hadrian 18 yıl süren yönetimi sırasında daha çok barışçıl yollarla bu geniş sınırları korumayı strateji olarak izlemiş ve merkezden ülkeyi yönetmek yerine seyahatler yaparak sorunları bizzat yerinde görmeyi ve çözmeyi tercih etmiştir.Bu nedenle artık savaşlardan bıkmış olan Romalılar tarafından çok sevilmiş ve her ziyaret ettiği şehirde Hadrian adına pek çok eser inşa edilmiştir.Buradaki restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir.

Resim

Resim Hadrian Hamamı

İmparator Hadrian zamanında Sagalossos tüm Pisidia bölgesi için bir dini merkez haline gelince dini törenler için imparatorluğun başka kentlerinden buraya gelenler için daha büyük bir hamam yapılması gerekli olur.Hadrian adına yapılan bu hamam kentin en büyük binası olup kapladığı alan beş dönümdür.Roma hamamları antik çağların buluşma,dinlenme ve eğlence mekanlarıdır.Hamamda kadın ve erkekler için ayrı kısımlar bulunmaktadır.Her kısımda sıcaklık,ılıklık ve soğukluk salonları yanı sıra soyunma odaları,buhar odaları,servis ve ziyafet bölümleri bulunmaktadır.

Ziyaretçilerin antik kenti kolayca gezmeleri için tüm ayrıntılar düşünülmüş.Yaz-kış ayaklarınızı incitmeden ya da toza-çamura bulanmadan dolaşmanız için tahta ve taş karışımı yürüyüş yolları ve bol miktarda bilgilendirme levhaları yanında yüzünüzü yıkamak ve su içmek için çeşmeler düzenlenmiş.Ayrıca sizin isteğinize göre seçebileceğiniz dört ve bir buçuk saatlik antik kent içi gezi güzergahları belirlenmiş.Hal böyle olunca Sagalossos'ta dolaşmak keyif verici hale gelmiş.
Bu muhteşem şehiri ve yapıtları inceledikten sonra Isparta yönüne doğru hareket ettik.Sagalassos ile Ağlasun arasındaki yolun tam ortasında Sagalassos Lodge isminde çok şık ve içinde spa olan (****) bir tesis gördük.

Resim

Tabiat ve tarihin içinde kafa dinlemek isteyenler için güzel bir yer,fiyatları da aynı kategorideki otellerden ucuzdu. Daha önce fark etmiş olsam geceyi 37 km.gerideki Burdur yerine bu otelde geçirmeyi tercih ederdim. :(
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216124Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:22

Sagalassos antik kentinden yaklaşık 40 kilometrelik yolu katederek Isparta’ya ulaşıyoruz.Isparta’nın düz ve geniş bulvarları,düzenli meydan ve sokakları gerçekten etkileyici idi. Denizden 1035 metre yüksekte kurulu olan Isparta,210.000’e ulaşan nüfusu ile Göller yöremizin en önemli şehridir.Ekonomisinin en önemli dinamikleri kiraz,elma ve yağ gülüdür.Ülkemizdeki kiraz üretiminin %25'i,elmanın %20’si ve yağ gülünün ise %85’i Isparta'dan karşılanmaktadır.Bir zamanlar çok güçlü olan halıcılık eski hızını kaybetmişse de kırsal kesimde halen sürmektedir.Isparta’nın giderek önem kazanan bir başka yönü ise ekoturizmdir.Ekoturizm,doğal bölgelere yapılan,doğal ortamı ve kaynakları koruyan, yöre insanının ekonomik refahını arttırıcı güvenilir bir turizm türü olarak tarif edilmektedir.Isparta’da bu amaçla Slovenya,İtalya ve Almanya’nın destek verdiği İnspireco adlı bir ekoturizm planı hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Resim

Gökçay – Etnografya Müzesi

Isparta şehir merkezinde ilk önce Huzur Evi’nin karşısında yer alan Gökçay’a uğradık.

Resim

Resim

Burada tarihe yön vermiş Türk büyüklerinin,bilim adamı ve halk ozanlarının yer aldığı Türk Tarih Yolu,otağ çadırı,yörük çadırları ve yeşil alanları ile dinlenebileceğiniz bir yer.Yolun sonundaki Teras Park Restoran güzel bir panoramaya sahip.Ne var ki Isparta’nın tüm ünlü restoranları gibi burası da bayram nedeniyle kapalıydı. :( Biz de Çay Yolu denilen bölgeye Isparta Belediyesi tarafından konuşlandırılmış teknede yapılan tadilat sonrası restorana çevrilmiş olan Aşiyan Restoran’a uğradık.

Resim

Resim

Kurban Bayramının ilk günü öğlen yemeğinde doğal olarak çoban kavurma tercih ettik.Yemek başarılı hesap ise üç kişi için 40 TL.Daha ne olsun…
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216125Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:24

Bundan sonra yaklaşık yarım saat süren 28 kmlik biraz virajlı asfalt yolla Davraz Dağı’na ulaştık.Dağ, 2635 m zirve yüksekliği ile, Akdeniz Bölgesi’nin Göller Yöresi’nde, Eğirdir ve Kovada Gölleri arasında yükselen ve Isparta Ovası’nı kuşatan dağ kütlelerinden biridir.Davraz Dağı Karlıyayla Kış Sporları Turizm Merkezi 1995’de kurulmuş olup halen üç adet konaklama tesisi bulunmaktadır.Kayak merkezinin hakim bitki örtüsü çam, ardıç, sedir ve otsu bitkilerden oluşur.Davraz Kayak Merkezi, Antalya’ya yakınlığı ve gelişmeye müsait konumu nedeniyle ayrı bir avantaja sahiptir. Davraz’ın coğrafi özellikleri,kayak dışında snowboard,yamaç paraşütü gibi diğer doğa sporlarının da yapılmasına imkan tanımaktadır.Merkezdeki üç tane telesiyej ile 2150 metreye kadar ulaşılabilmektedir.Kayak merkezinde Eğirdir Gölü’nün harika manzarası eşliğinde doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesi ile yeni başlayan kayakçılara tehlikesiz rotalar,profesyonel kayakçıların ise gönüllerince kayabilecekleri ortalama 8 ila 10 km.ye ulaşan benzersiz parkurlar bulunmaktadır.Ayrıca çığ ve kaybolma tehlikesi olmaması kayakçılar için büyük bir avantajdır.

Resim

Solda Sirene Davraz,ortada Süleyman Demirel Üniversitesi Oteli en sağda ise telesiyejin hemen yanındaki İsperia Davraz Oteli bulunmaktadır.

Davraz’daki tesisler henüz mevsim başlamadığından kapalı idi.Anlatılana göre 2014 yılında doğru düzgün kar yağmayınca sezon ancak Şubat ayında başlayabilmiş ve otel sahipleri sezonu zararla kapatmışlar.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216126Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:27

Davraz’dan sonra yolun ikiye ayrıldığı yerden Bademli yönüne dönüp otelimize yerleşmek üzere 26 km. mesafedeki Eğirdir’e hareket ettik.Eğirdir ilçesi Isparta ilinin, hatta Göller bölgesinin turizm merkezidir.18.000 nüfuslu ilçe gerek tarihi gerekse doğal zenginlikleri açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Eğirdir İlçesi turizm dışında iki önemli kaynağa daha sahiptir.Bunlardan biri 1000 yataklı Kemik Hastalıkları Hastanesi diğeri ise Dağ ve Komando Okulu’dur.

Resim

Kemik Hastalıkları Hastanesi ülkemizde çapında ün salmış olup yurdun her köşesinden tedavi amacıyla hastalar ve refakatçileri gelmektedir.

Resim

Eğirdir’in girişinde,dağa “Komandoyuz,güçlüyüz,cesuruz,hazırız” diye yazan ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gurur kaynağı olan Dağ ve Komando Okulu buluyor.

Resim

Isparta tarafından gelişte Eğirdir İlçesi’nin ve yarımadanın görünümü.

Eğirdir Gölü ülkemizin dördüncü büyük gölüdür.918 metre rakımda,kuzey-güney uzunluğu 50 km. olan gölün en derin yeri 16 metredir.Kuzeyde kalan ve daha küçük olan kesime Hoyran Gölü,güneyde kalan kesime ise Eğirdir Gölü denir.Her iki göl Hoyran Boğazı ile birbirine bağlanmıştır.Aslında Eğirdir'in kuzeyinde Hoyran Gölü bulunmakta imiş.16.yüzyılda bir sel sonrası Hoyran Gölü ve Eğirdir Gölü arasında bulunan doğal set yıkılmış ve bugünkü göl oluşmuş.Gölün içinde hala o dönemden kalma köylerin kalıntıları olduğu söyleniyor. Gölün içinde Eğirdir İlçesi’nin üzerinde bulunduğu ince yarım adanın uzantısı gibi duran Canada ve Yeşilada(Nis adası) adlı iki küçük ada vardır.Yeşilada’da pek çok konaklama tesisi ve yemek mekanı bulunur iken üzerinde yapılaşma olmayan Canada günümüzde sadece bir piknik ve kamp alanı olarak kullanılmaktadır. Eğirdir halkı tarafindan 1930 yılında Eğirdir’i ziyareti sırasında bu bölgeyi çok beğendiğini söyleyen Atatürk’e hediye edilmiş olan Canada’nın tapusu Ulu Önder’in ölümünden sonra mirasçıları tarafından Eğirdir Belediyesi’ne iade edilmiştir.Eğirdir Gölü’nde yaz aylarında tekne gezintisi de yapılabiliyormuş.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216127Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:30

Eğirdir’de gezilmesi gereken dört tarihi yapıyı da kısa süre içinde gezdik;

Resim

Aya Stefanos (Yeşilada) Kilisesi:19. yüzyılın ikinci yarısında Yeşilada içinde yapılmıştır.Doğu batı yönünde uzanan kilise dikdörtgen planlıdır.Yan duvarlar moloz taş ile örülmüştür.Çatı beşik çatı olup, içyüzü harç sıvalıdır. Dışı sıvalı ahşap direkler üzerine oturan çatı alaturka kiremitle kaplıdır.Kilise restorasyon kapsamına alınarak çatı kaplaması,dış duvarları ve iç ahşap kısımları yenilenmiştir.Ne var ki kilisenin içinde boş duvarlardan başka görülecek bir şey yoktur.

Resim

Resim

Dündar Bey Medresesi(=Taş Medrese):Çarşı içerisinde Yeni Mahalle’de bulunan medrese Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında 1237 yılında han olarak yapılmıştır.64 yıl sonra geçirdiği bir yangınla yıkılan han 1301 yılında da Hamidoğlu Dündar Bey tarafından onarılarak medreseye çevrilmiştir.Dündar Bey Medresesi Selçuklu hanlarına benzememekte ve daha çok iki katlı Selçuklu medrese plan şemasının özelliklerini taşımaktadır.Medresenin beyaz mermerden yapılmış anıtsal bir giriş kapısı vardır.Kapı geometrik motifleri ve zengin süslemesi ile selçuklu taş oymacılığın en güzel örneklerinden biri olup sülüs yazısı ile kapının üstünü ve yanlarını çevreleyen bir kitabe bu motifleri tamamlamaktadır.Selçuklu mimarisinde bu kadar uzun ve dekoratif bir kitabenin bordür olarak kullanıldığı başka bir yapıya rastlanmamıştır.

Resim

Hızır Bey Camisi: Halk arasında Ulu Cami olarak da bilinen caminin yapılış tarihi hakkında resmi bir bilgiye rastlanılamamıştır.Bununla birlikte Hızır Bey tarafından duvarlarının kagir ve üstünün toprak damlı olarak yaptırıldığı düşünülmektedir.Üç bin kişinin aynı anda ibadet yapabildiği caminin damında kışın biriken karları atmak için damın bir bölümü açık bırakılmış ve caminin içinde bir kar kuyusu yapılmıştır.

Resim

Eğirdir Kalesi:Yarımadanın başlangıcında bulunan kalenin Lidyalılar tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısıma ayrılmaktadır. Dış kalenin günümüzde sadece temelleri kalmıştır.İç kale ise halen ayaktadır.Dış kısımlar taş blok iç kısımlar ise molozdan yapılmıştır.Timur’un Anadolu’yu istilası sonucunda tahrip olmuş ve bir daha da tamir ettirilmemiştir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216128Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:31

Bundan sonra bir çay molası vermek için ilçeye beş kilometre mesafede bulunan Akpınar Köyü’ne doğru hareket ettik.Köyde ilçeyi tepeden gören seyir terasında bir yandan Eğirdir Gölü’nü ve ilçeyi gözlerken bir yandan da güzel bir çayın eşlik ettiği tahinli gözleme yedik.

Resim

Akpınar Köyü’nden Eğirdir’in görüntüsü

Köyden dönerken Prostanna antik kentinin yakınlarda olduğunu gösteren bir levha gördük.Ancak hava kararmak üzere olduğundan gidemedik.Bu kent üzerinde pek fazla çalışma yapılmamış olmakla beraber helenistik dönemde kurulduğu ve daha çok bir karakol işlevine sahip olduğu inancı yaygındır.Bundan sonra Eğirdir İlçesi’nde Yeşilada’da bulunan ve üç kişi 150 TL ödeyerek oda-kahvaltı seçeneğiyle konakladığımız Merci Oteli’ne yerleştik.

Resim

Otel,bazı küçük ayrıntılar dışında yeterince iyi.Özellikle sabah panoramik terasta kahvaltı etmek çok keyifliydi.Akşam yemeğinde ise hemen otelin yanında Konya mutfağı sunan Fahri Bey Restoran’da tam bir etli ekmek ziyafeti çektik.Hesap 40TL.

Resim
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216129Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:35

gezinin üçüncü günü olan pazar sabahı otelde yaptığımız kahvaltının ardından Eğirdir'den eski Antalya yolu yönüne doğru hareket ettik.Biraz dar ve virajlı olmakla beraber tamamı asfalt olan 160 kilometrelik bu yolda ilerlerken karşımıza önce elma bahçeleri ve yeni toplanmış elma dağları çıktı.

Resim

Yaklaşık 30 kmlik yolculuğun sonunda Kovada Gölü Milli Parkı levhasına ulaştık.1958 yılına kadar Kovada gölü ile Eğirdir gölü birleşik bir gölmüş.Kovada hidroelektrik santralı yapılırken su yatağı derinleştirilince iki göl ayrılıyor ve Boğazova kanalıyla göller arası su dolaşımı sürdürülüyor.İki göl arası 20 km. mesafede olup Kovada Gölü Eğirdir Gölü’nden 20 metre daha düşük yükseklikte olduğundan Eğirdir Gölü’nün fazla sularının bu göle aktarılması sonucu Kovada Gölü büyümüş ve bugünkü durumuna gelmiştir.Kuzey-güney uzunluğu 15km,genişliği 2-3km,derinliği ise 7 metre kadardır.

Resim

Yol ayrımından sapar sapmaz göl kenarından birkaç kilometre devam edince Kovada Gölü milli parkının ziyaretçi alanına ulaşılır.Bu alanda yürüyüş parkurları,gölde yaşayan hayvan ve bitki türleri hakkında bilgi panoları ve piknik masaları bulunuyor.

Resim

Resim

Resim

Kovada Gölü

Gölde bol miktarda balık bulunduğu söyleniyor. Ancak gölün suyu koyu yeşil olduğundan çıplak gözle görmek mümkün değil.Suda bulunan ve göle yeşil renk veren tortular 1,5 metre derinlikten sonrasının görülmesine engel olurlar.Çevresindeki meyve bahçelerinin görünümünü daha da güzelleştirdiği gölün çevresi çok zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Bitki örtüsü ve içerisinde pek çok kuş türü ve av hayvanlarını da barındıran zengin fauna nedeniyle Kovada Gölü ve çevresi 1970 tarihinde milli park ilan edilmiştir. İçinde herhangibir tesis bulunmayan milli parktaki 153 kuş türü için gözlem evi mevcut.Kızılçam, çınar ve bölgeye has bir ağaç türü olan Kasnak meşesi (quercus vulcanica) milli parkın başlıca ağaç türleridir.Özellikle Yukarı Gökdere Köyü ülkemizde kasnak meşesinin bir orman halinde nadiren bulunduğu yerlerdendir.Bu ağaç düzgün gövdesi ve odun halkalarının dar oluşu nedeniyle kaplama ve parke sanayiinde aranan bir hammaddedir.Bu nedenle parke ve alkollü içki fıçısı yapımında kullanılmaktadır.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216130Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:38

Bundan sonra hedefimizde kırk kilometre ötedeki Yazılı Kanyon var.Bunun için yolumuza Sütçüler İlçesi istikametinde devam ettik ve yaklaşık yirmi dakika sonra önce Karadiken Köyü’ne sonra da Çandır yol ayrımına ulaştık.

Resim

Yazılı kanyon,Çandır Köyü'ne yaklaşık 3 km. mesafede yer alır.Aksu Irmağı’nın bir kolu olan Göksu Çayı'nın en büyük kolu durumundaki Değirmen Deresi’nin açtığı derin kanyonunun 600 hektarlık bölümü 1989 yılında milli park ilan edilmiştir.

Resim
Yazılı Kanyon

Orman Genel Müdürlüğü kanyonun girişine araç başına 5 TL ödeyerek girilen ve içinde yemek,çadır ya da karavan ile konaklama imkanı sunan bir alan kurulmasına izin vermiş.Burası yılın on iki ayı açık ve nadiren kar yağıyormuş.İletişim için wi-fi mevcut.Bunun dışında bölgede sadece Turkcell çekiyor.
Aracı park ettikten sonra ırmağın çıktığı yere kadar yürümek için önce bir tahta köprüden karşıya yani ırmağın sağ tarafına geçiyoruz.

Resim

Resim

Biraz daha zor bir patikadan yürümek isteyenler için ırmağın sol tarafında da bir yol mevcut.Her iki yol yaklaşık 350-400 metre sonra bu köprüde birleşiyor.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216132Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:45

Resim

Buraya Yazılı Kanyon denilmesinin sebebi kanyonda büyük bir kaya üzerinde MS 50-138 yılları arasında yaşamış eski yunan şairlerinden Epiktetos(=Epikür)'un Hür İnsan Üzerine Bir Şiir'inin yer almasıdır.Tanrının birliğine,tüm insanların aynı ve tek tanrıdan geldiğine inanan bir düşünür olan Epiktetos Hierapolis(=Pamukkale)’te doğup Yunanistan’ın Epirus bölgesinde ölen ünlü bir filozoftur.Bir köle olarak önce Roma’ya götürülmüş ve orada azad edilmiştir.

Resim

Hıristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynayan Aziz Paul de kendi adıyla anılan ve Perge'den Yalvaç’a (=Antiocheia) giden 410 km.lik yolda bu kanyondan geçmiştir. Kaya yazısının yanındaki niş de bunun bir kanıtı olsa gerek.Din için kutsal yerlerden birisi sayıldığı için hıristiyanlar yılın belli zamanlarında bu yolu yayan geçiyorlarmış.Ne yazık ki bu kaya en hafif tabiriyle bilinçsiz diye nitelenebilecek insanlar tarafından define aramak için tahrip edilmiş durumdadır.

Resim

Resim

Resim

Kanyon’da yaklaşık iki kilometre daha ilerleyince Göksu ırmağının kaynağına ulaşılmaktadır.Yol inişli çıkışlı ancak çocukların bile kolayca ilerleyeceği şekildedir.Mis gibi çam havasını ciğerlerinize çekip bu yolda yürümeyi herkese tavsiye ederim.

Yazılı Kanyon Kaya Yazıtı(Hür insan üzerine şiir):
Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek
Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir
Kişi hürriyetinin ölçüsü bizzat kendi doğasında bulunur
Ve kararında içtenlikliyse hür kişi ,
Yüreğinde ise dürüstlüğü, işte bunlar asil yapar kişiyi
Ve bununla yücelir hür kişi hatalarla değil.
Ana-babadan gelen uydurma bir asaletten tad almaz o :
Zira ana-baba değildir hür insanı doğuran
Zeus'tur herkese ata olan ve de tek kök insanoğluna
Herkesin tek şansı vardır. O alır kader icabı beden güzelliğini
Budur soy güzelliği ve hür olma hali gerçek anlamda.
Ruhen köle olan ise sakınmaz kötü sözden, katmerli köle de olsa
Aşırılıktır şiarı bu kişinin, yüreğinde soysuzluk vardır
Ey yolcu, Epiktetos köle bir anadan doğmuştu, ama
Yüceydi herkesten, bir kartal gibi: bilgelikte ise takdire şayandı ruhu
Söylemem gerekirse, tanrısal bir varlık doğurdu onu.Keşke şimdi de bu mümkün olsa
Böylesine yararlı ve sevinç kaynağı bir insan
Tüm ünlü kişiler arasında köle bir anadan dünyaya geldi.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Kullanıcı avatarı
erhen
Ast Sub. Üst Çavuş
Mesajlar: 1719
Kayıt: 30 Ara 2011 23:50
İletişim:

Re: Burdur-Isparta Gezi Notları ; 3-6.Ekim.2014

Mesaj: # 216133Okunmamış mesaj erhen
11 Eki 2014 19:48

Vakit öğlen olmuş ve karnımız da acıkmıştı.Kanyonun girişinde kurulu iki tane alabalık çiftliğinden Canlar alabalık tesislerine girdik.

Resim

Burada güzel bir salata ve yanında kılçığı alınmış güveçte pişmiş kaşarlı alabalıktan oluşan üç kişilik menüye 45TL. ödedik.

Resim

Deniz kenarında yaşadığımız için aile fertlerime alabalık fikri başlangıçta sıradanmış gibi gözükse de yemeğin tadına bakınca herkes son derece mutlu oldu.Hele finalde sunulan ev yapımı baklava çok başarılı idi.

Yazılı Kanyon gezimizi böylece tamamladıktan sonra bu kez 44 kilometre ilerideki Adada antik kentine doğru hareket ettik.Tamamı asfalt olan yolla nüfusu 4.000 olan Sütçüler İlçesi’ni 10 kilometre geçip Sağrak Köyü’nden 2 kilometre sonra antik kente ulaştık.

Resim

Milattan önce 2.yüzyıl ile MS 3.yüzyıl arasında görkemli bir geçmişe sahip olan şehirde bütünlüğünü günümüze kadar taşımayı başarmış iki adet tapınak dikkat çekici ancak buradaki çalışmalar Sagalossos ile kıyaslanınca emekleme aşamasında denilebilir.
Erhan Atav
55 yaş ,İzmir
2015 Renault Kadjar 1.6 dci

Cevapla

“AKDENİZ BÖLGESİ GEZİLERİMİZ” sayfasına dön

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 67 misafir